12 Ekim 2016 Çarşamba

YOL DA


"YOL DA"NIN BANA HİSSETTİRDİKLERİ


Konusu yolda geçen bir kitap.
Bölümlere ayrılmamış hatta parağrafa bile sahip olmayan bir kitap.Başlıyor kesintisiz devam ediyor ve bitiyor.
Sıkılmadan bir solukta okuyorsunuz.
İçerisinde yaşamın kendisini barındırıyor.

Kimi zaman yola çıktıkları külüstür arabanın içerisinde ben de olmak istedim.
Gezmekten yıpranmış çantada bir kaç eşya ile çok şey yaşamanın keyfine vardım.

Geleceği düşünmeksizin o anı yaşamak...

Lise ve üniversite yıllarımda bir kaç parça eşyamın olduğu küçük bir çantayı omuzuma atıp gönlümün götürdüğü yerlere gitmek isterdim.
Gittiğim yerlerde yaşayacağım zorlukları göze alabiliyordum.Sonra sonra sonra...
Oysa hayat öteleme değil yaşanmayı ister.
Daha sonra ki yıllarda da para kazanıp hayat çarkının içerisinde yoğrulurken düzenimi bozmaya cesaret edemedim.Maddi durumum rahat yaşamamı sağladığında ise küçük çantamı alıp istediğim yere gittim ama bunun düşünü kurduğum şeyle hiç alakası yoktu.
Zaman zaman bu duygu hala içimi kavurur.
Sanırım bu yüzden öldüğümde açık kalan gözümü birileri kapatmak zorunda kalacak.

Bir belgesel kanalında izlemiştim;
güzel bir işi,evi,çevresi olan bir insan 3 sene para biriktiriyordu ve sonrası kariyerini ve diğer şeyleri arkada bırakıp düşünü kurduğu hayatı yaşamak üzere yola çıkıyordu.
İzlerken içimden bir şeylerin koptuğunu hissetmiştim.Yaşadığı olumsuzlukları anlatırken bile kelimelerinde ki coşkuyu hissetmemek mümkün değildi.
İstediği bir şeyi yapan insanın olumsuzluk diye tanımlanan şeyler mutluluğunun güzel parçalarını oluşturmaktadır.Çünkü başkaları tarafından olumsuzluk olarak görülen onun için olumsuzluk değil ki.

Hayalini kurduğu şey her neyse gerçekleştirenlere selam olsun.

           Kendime aldığım yeni cicilerim.

NOT :
Jack Kerouac "YOL DA" Ayrıntı Yayınları
(orjinal rulo)




5 Ekim 2016 Çarşamba

KOMŞUMUN KEDİLERİ


SOKAK KEDİSİ


    Yavruların hazırlanan ilk yuvası burası


Düşünceli komşum gitmeden mamalarını bile hazır etmiş.



Komşum gitmeden bir hafta önce hamile sokak kedisi merdivenin hemen yanına yavrulamış.

Onlar için güzel bir yuva hazırlamış.

Sitede kalanlardan yem vermelerini rica etmiş.

Benden de rica etti.

Ben zaten "Minnoş"um dışında diğer sokak kedilerine de mama alıyorum onlardan veririm dedim.

Sokak kedisi derken sitenin içinde dolaşan herkesin şöyle ya da böyle mama verdiği kedilerden biri.

Doğumdan bu yana üç hafta geçti.

3 gün önce anne kediye mama verdikten sonra yavrulara bakayım dedim.Yavrulardan birinin gözü kapanmak üzereydi.Üzüldüm.

Eve gidip göz damlasını aldım ve damlattım (damlanın fiyatı 3,5 lira,bir tane bulundursanız ne olur ki).

Ertesi gün gittiğimde gözü kapanmıştı.

Yavrulara daha dikkatli bakmadığım için kendime çok kızdım ama yine de yavrunun gözüne damla damlattım.

Bugün gittiğimde ise yavrunun gözü açılmıştı.

Mutluluğumu anlatamam.Yine damlattım.

Fotoğrafların içerisinde gözünün biri hafif kısık olan şekercik o işte.


         Yuvayı birileri balkona çıkarmış.


Yavrunun sol gözü açılmış,
mutluluğumu anlatamam.Bir damla daha damlattım.



Sadece mama vermeyle iş bitmiyor.

Sokak kedisi de olsa gereken yapılmalı.

Ama iki etrafta o kadar çok kedi var ki hepsine yetişmenin olanaksız olduğunun da bilincindeyim.


Anneleri bir köşede yavrular balkonu keşfediyor.


         Annenin keyfine diyecek yok.


             Bu da benim "Minnoş" um


Evimin iki etrafında diğer kedilere mama veremiyorum.Balkonumun gülü sokak kedim "Minnoş"um rahatsız oluyor.

Önceliğim "Minnoş"umdur.

O nedenle diğer kedilere sitenin dışında belirli bir noktada (genelde) hava kararmadan mama veriyorum.O saatlerde kediler orada beni bekliyorlar.Zaman zaman su kaplarını atan birileri olsa da hazır beklettiğim bir başka kabı su doldurarak aynı yere koyuyorum.

İnanın hiç birinin zararı yok.

Sizden sadece mama istemiyorlar.

Sevgi de istiyorlar.

Onlar size nasıl zarar vermiyorsa lütfen siz de onlara zarar vermeyin.


NOT :
Fotoğraflar bana aittir.