20 Ocak 2019 Pazar

SOKAK HAYVANLARI


HEPSİNİN AYRI BİR HİKAYESİ VAR 

 Bu benim Beyazım, bidenem.

Bodrum, her sahil kasabasında olduğu gibi 
kedi-köpek cenneti. Tabii bu, onlar açısından cennet mi sorgulanır. Yavruyken insanların hoşuna gidiyorlar, erişkin hale geldiğinde ise türlü türlü bahanelerle kolayca sokağa atılıyorlar. O ana kadar sokak yüzü görmeyen canlının birdenbire yabancı ortamda kendini bulması aynı durumda bir insanın yaşayacağı duyguların benzerini yaşamasına neden oluyor. 
İnsan, yavrusunu sokağa atar mı? 
Evinde beslediği hayvanı sokağa atan gün gelir onu da yapar. Böyle insanlara canlı hiç bir şey emanet etmeyin, kendinizi bile.

                       Bunlar bahçe(?) de baktığım yavru kediler.

                      Anne ve yavruları

Sokak hayvanlarıyla haşır neşir olmaya başladıktan sonra onlardan bir daha vazgeçmek mümkün değil. Bu farklı bir duygu. Yürürken, otururken, bir şeyler yaparken belki kimsenin görmediği etrafınızdaki bu canlılara farklı gözlerle bakıyorsunuz. Gözünde problem varsa cebinizde ya da çantanızda bulunan göz damlası veya merhemi sürmek istersiniz. Eğer işlemi yapmışsanız evinize içiniz rahat gidersiniz. Ertesi gün hem kontrol için hem de işlemi bir kere daha yapmak üzere yine aynı yerde kendinizi bulursunuz.


Çok tatlı, oyuncu bir köpek. Sahiplenilmeyi hak ediyor..

Her gün mama dağıtımı yapıyorsanız, çizdiğiniz güzergahta sizi bekleyen canları sağsalim görünce mutlu olursunuz. Birini görmediğinizde kafanızda türlü türlü soru işaretleri oluşur. Ertesi gün gördüğünüzde istem dışı derin bir “ohh” içinizden dışınıza doğru akmıştır.
Böyle olmak hoş mu? 
Tabii ki değil. 
Ne siz böyle olun ne de sokak hayvanları bu durumda olsun. Ama burası Türkiye. Yaşanacak her şey her canlı için geçerli. İster insan olsun ister hayvan.

    İki tatlı kısır kedi. Mamadan önce sevgi onlar için her şey.

Her hayvan sahibini ya da  besleyeni hayvansever diye düşünmeyin. Sosyal medyada hayvanların iyiliğine açılmış gruplara girip verilen ilanlara ve yorumlara bakın. Kimi ilanlar ve kimi yorumlar sizi sinirden çatlatabilir. Ben bir kaç ilan verdim ve ilan vermemenin daha iyi olacağını anladım. Bir yuva aradığınız canlı için ilk gelen mesajlar “sizin şansınız” , “evimde 5 (10), bahçemde 80 (100) kedi-köpeğe bakıyorum, birbirlerine alışırlar”. Bu insanlar için sizin şartlarınızın uygun olup olmaması önemli değil. Onlar çok çok kedi-köpeğe bakıyorlar, öyleyse siz de bakabilirsiniz. Zaten sizin de baktığınızı bilseler böyle mesaj yazmazlar. O ne öyle 80-100 sokak hayvanına bakmak o kadar kolay mı? Hıı ayda bir kaç kez çıkıp mama veriyorsan bu sayıda sokak hayvanına baktığını söylersin (kürinden). Ama adam akıllı her gün mama veriyorsan bu iş az parayla olmaz. Güzergahımda her gün mama veren insan olarak söylüyorum bunu. 

    Arka ayağının biri aksayan çok tatlı bir köpek

Hangi bölgede, hangi şehirde ilan veriliyorsa oradaki insanlar yanıt vermeli diye düşünüyorum. İlanı veren kişi ile aynı şehirde yaşanıyorsa “sizin şansınız” denileceği yerde arabaya atlayıp o şansı kendisine tanımalı kişi. Klavye vasıtasıyla hayvan severlik olmuyor. Söylemlerle uygulama birbiriyle tutarlı olmalı. Ağzı başka şey vücudu başka şey söylememeli.  


     OASİS’ in önüne bu köpek için gidiyorum. Çok nazlı, şeker gibi kendine münhasıran bir köpek.

                               Canım benim

Peki kendi sorumluluğunu üstlenemeyecek çocuklara ailelerin hediye olarak hayvan almalarına ne dersiniz? Çocuğun yemeğini önüne koy, üstünü başını yıka, her şeyini aile olarak kendin yap ama gidip ona bir canlıyı emanet et. Sıkılınca da bir oyuncak gibi sokağa at. Ya da bin bir türlü bahaneler üreterek terket. Maalesef sokağa bırakılan bu hayvanlar, sokak yaşamını bilmedikleri için bir süre sonra ölüyorlar.  
         
Sokağın başında beni gördüklerinde bir bir ortaya çıkıyorlar 

Kimisi arabanın altından kimisi bahçeden 

Afiyet olsun


Sokak hayvanları her türlü işkenceye uğrayarak öldürülüyor, tecavüze uğruyor ama bunu yapanlar (eğer) şikayet varsa küçük bir para cezası alıp kurtuluyor. Oysa uzmanlar bas bas bağırıyor “hayvana bunu yapan insana da yapar” diye. Aldıran yok. Hala söz verdikleri yasa çıkacak. Türkiye’ de hiç bir canlının kıymeti yok. 

Her canlının yaşamaya hakkı vardır. Lütfen saygı duyalım.


NOT1 :
Kesi-köpek sayısı her gün aynı sayıda olmuyor. Fotoğraftakiler sabit olanlar. Sayı artış göstermekte. Üzülmemek elde değil. İnsan istiyor ki hepsinin bir evi olsun. Aksine sokağa atılan kedi-köpek sayısı her geçen gün artıyor.

NOT2 :
Fotoğraflar bana aittir.