31 Aralık 2012 Pazartesi
YENİYILI KARŞILARKEN
YENİYILI KARŞILARKEN
eskittik koca bir yılı
kendimizi eskittiğimiz gibi.
şimdi ağaçlar bir başka mı çiçek açacak?
güneş,bir başka mı doğacak?
göklerin mavisi mi değişecek?
yeni yıl eski yıl
eski yıl yeni yıl.
(M.YUMRU-31/12/2012)
28 Aralık 2012 Cuma
PERA MÜZESİ
PERA MÜZES
İ
Taksimden Tünel'e doğru yürüyüş yaparken Oda Kule'nin oraya geldiğinizde peraya sapın.Caddeye çıktığınızda hemen sol kolunuzun üzerinde ki Pera Müzesi ile karşılaşırsınız.
8 Haziran 2005’te açılan Pera Müzesi, Suna ve İnan Kıraç Vakfı’nın nitelikli ve geniş ölçekli kültür-sanat hizmeti vermek amacıyla kurduğu bir özel müzedir.
2003-2005 döneminde restoratör mimar Sinan Genim’in hazırladığı proje çerçevesinde Tepebaşı'ndaki tarihi Bristol Oteli’nin cephesi korunarak çağdaş ve donanımlı bir müze olarak inşa edilen binasında faaliyet göstermektedir.
(Girişte Artshop ve Pera Cafe yer almaktadır.)
Beş katlı olan binanın ilk iki katında müzenin kendi koleksiyonu kalıcı olarak sergilenir.Bu koleksiyonların ilki ''Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri'' Koleksiyonudur...
...Aynı katta,''Kütahya Çini ve Seramikleri Koleksiyonu'' da yer alır.
İkinci katta üç yüzden fazla eseri içeren ''Oryantalist Resim Koleksiyonu''nda ise on yedinci yüzyıldan on dokuzuncu yüzyıla kadar geçen dönemde Osmanlı kültüründen etkilenmiş Avrupalı oryantalist ressamların yapıtları yer alır.Bu koleksiyonda Türk ressam Osman Hamdi Bey'in ''Kaplumbağa Terbiyecisi'' isimli tablosu da yer alır.Koleksiyon, bir süre önce yitirdiğimiz Sevgi-Erdoğan Gönül çiftinin özel koleksiyonlarından birçok tabloyu da kapsamaktadır ve müzede onların adını taşıyan Sevgi ve Erdoğan Gönül Galerisi`nde,bölüm bölüm sergilenmektedir.
Aralarında Tate Britain, Victoria ve Albert Müzesi, St. Petersburg Rus Devlet Müzesi, JP Morgan Chase Koleksiyonu, New York School of Visual Arts, Maeght Vakfı gibi dünyanın önde gelen müze, koleksiyon ve vakıflarıyla ortak sanat projeleri üreten Pera Müzesi, düzenlediği dönemli sergilerle, “Jean Dubuffet”, “Henri Cartier-Bresson”, “Rembrandt”, “Niko Pirosmani”, “Josef Koudelka” “Joan Miró”, “Akira Kurosawa”, “Marc Chagall”, “Pablo Picasso”, “Fernando Botero”, “Frida Kahlo”, “Diego Rivera”, “Goya” gibi dünyanın usta sanatçılarının yapıtlarını ülkemiz sanatseverleriyle buluşturmuştur.
Açıldığından bugüne her yıl ulusal ve uluslararası eğitim ve sanat kurumlarıyla işbirliği yaparak genç sanatçıları destekleyen sergiler de düzenleyen Pera Müzesi, tüm sergilerini kitaplar, sözel etkinlikler ve çocuk eğitim programlarıyla da desteklemektedir. Dönemsel programları ve etkinlikleriyle dikkat çeken Pera Film ise ziyaretçilere ve sinema meraklılarına, klasiklerden bağımsız filmlere, animasyon ve belgesellere uzanan, kimi zaman sergilere paralel kapsamlı gösterimler düzenlemektedir.
Kuruluşundan günümüze gerçekleştirdiği etkinliklerle Türkiye’nin en nitelikli, öncü ve sevilen müzelerinden biri haline gelen Pera Müzesi kentin bu çok canlı bölgesinde çağdaş bir müze-kültür merkezi olarak hizmet vermektedir.
Yolunuzu Beyoğlu'na oradan da yürüyüş yolunuz üzerinde olan Pera Müzesi'ne düşürün.Keyif alarak gezeceksiniz.
NOT1:
Yazıların bir kısmı Pera Müzesi'nin internet adresi olan http://www.peramuzesi.org.tr/default.aspx
sitesinden alıntılanmıştır.
NOT2:
Fotoğraflar bana aittir.Güzel bir çekim olmasa da inceleyene bir fikir verebilir diye düşünüyorum.Belli mi olur,merakınızı çeker de Pera Müzesi'ni görmek isteyebilirsiniz ya da internet adresine girip hakkında daha iyi bilgiler alabilir ve profesyonelce çekilmiş fotoğraflarına göz atabilirsiniz.
ADRES:
Meşrutiyet Caddesi No.65 34443 Tepebaşı - Beyoğlu - İstanbul
TELEFON:
+ 90 212 334 99 00
FAX:
+ 90 212 245 95 11
info@peramuzesi.org.tr
İ
Taksimden Tünel'e doğru yürüyüş yaparken Oda Kule'nin oraya geldiğinizde peraya sapın.Caddeye çıktığınızda hemen sol kolunuzun üzerinde ki Pera Müzesi ile karşılaşırsınız.
8 Haziran 2005’te açılan Pera Müzesi, Suna ve İnan Kıraç Vakfı’nın nitelikli ve geniş ölçekli kültür-sanat hizmeti vermek amacıyla kurduğu bir özel müzedir.
2003-2005 döneminde restoratör mimar Sinan Genim’in hazırladığı proje çerçevesinde Tepebaşı'ndaki tarihi Bristol Oteli’nin cephesi korunarak çağdaş ve donanımlı bir müze olarak inşa edilen binasında faaliyet göstermektedir.
(Girişte Artshop ve Pera Cafe yer almaktadır.)
Beş katlı olan binanın ilk iki katında müzenin kendi koleksiyonu kalıcı olarak sergilenir.Bu koleksiyonların ilki ''Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri'' Koleksiyonudur...
...Aynı katta,''Kütahya Çini ve Seramikleri Koleksiyonu'' da yer alır.
İkinci katta üç yüzden fazla eseri içeren ''Oryantalist Resim Koleksiyonu''nda ise on yedinci yüzyıldan on dokuzuncu yüzyıla kadar geçen dönemde Osmanlı kültüründen etkilenmiş Avrupalı oryantalist ressamların yapıtları yer alır.Bu koleksiyonda Türk ressam Osman Hamdi Bey'in ''Kaplumbağa Terbiyecisi'' isimli tablosu da yer alır.Koleksiyon, bir süre önce yitirdiğimiz Sevgi-Erdoğan Gönül çiftinin özel koleksiyonlarından birçok tabloyu da kapsamaktadır ve müzede onların adını taşıyan Sevgi ve Erdoğan Gönül Galerisi`nde,bölüm bölüm sergilenmektedir.
Aralarında Tate Britain, Victoria ve Albert Müzesi, St. Petersburg Rus Devlet Müzesi, JP Morgan Chase Koleksiyonu, New York School of Visual Arts, Maeght Vakfı gibi dünyanın önde gelen müze, koleksiyon ve vakıflarıyla ortak sanat projeleri üreten Pera Müzesi, düzenlediği dönemli sergilerle, “Jean Dubuffet”, “Henri Cartier-Bresson”, “Rembrandt”, “Niko Pirosmani”, “Josef Koudelka” “Joan Miró”, “Akira Kurosawa”, “Marc Chagall”, “Pablo Picasso”, “Fernando Botero”, “Frida Kahlo”, “Diego Rivera”, “Goya” gibi dünyanın usta sanatçılarının yapıtlarını ülkemiz sanatseverleriyle buluşturmuştur.
Açıldığından bugüne her yıl ulusal ve uluslararası eğitim ve sanat kurumlarıyla işbirliği yaparak genç sanatçıları destekleyen sergiler de düzenleyen Pera Müzesi, tüm sergilerini kitaplar, sözel etkinlikler ve çocuk eğitim programlarıyla da desteklemektedir. Dönemsel programları ve etkinlikleriyle dikkat çeken Pera Film ise ziyaretçilere ve sinema meraklılarına, klasiklerden bağımsız filmlere, animasyon ve belgesellere uzanan, kimi zaman sergilere paralel kapsamlı gösterimler düzenlemektedir.
Kuruluşundan günümüze gerçekleştirdiği etkinliklerle Türkiye’nin en nitelikli, öncü ve sevilen müzelerinden biri haline gelen Pera Müzesi kentin bu çok canlı bölgesinde çağdaş bir müze-kültür merkezi olarak hizmet vermektedir.
Yolunuzu Beyoğlu'na oradan da yürüyüş yolunuz üzerinde olan Pera Müzesi'ne düşürün.Keyif alarak gezeceksiniz.
NOT1:
Yazıların bir kısmı Pera Müzesi'nin internet adresi olan http://www.peramuzesi.org.tr/default.aspx
sitesinden alıntılanmıştır.
NOT2:
Fotoğraflar bana aittir.Güzel bir çekim olmasa da inceleyene bir fikir verebilir diye düşünüyorum.Belli mi olur,merakınızı çeker de Pera Müzesi'ni görmek isteyebilirsiniz ya da internet adresine girip hakkında daha iyi bilgiler alabilir ve profesyonelce çekilmiş fotoğraflarına göz atabilirsiniz.
ADRES:
Meşrutiyet Caddesi No.65 34443 Tepebaşı - Beyoğlu - İstanbul
TELEFON:
+ 90 212 334 99 00
FAX:
+ 90 212 245 95 11
info@peramuzesi.org.tr
27 Aralık 2012 Perşembe
''KİMSENİN ÖLMEDİĞİ BİR GÜNÜN ERTESİYDİ'' OYUNUNA DAİR...
''KİMSENİN ÖLMEDİĞİ BİR GÜNÜN ERTESİYDİ'' OYUNUNA DAİR...
Harika bir oyun,harika bir oyunculuk.Bu cümlenin ardından ne yazılabilir?Söylenecek bir şey var mıdır?Sadece bilet alıp oyunu izlemek üzere tiyatronun yolu tutulur.Yalnız biletinizi bir kaç hafta öncesinden alıp cebinize ya da çantanızın bir köşesine koymayı unutmayın.Aksi takdirde bilet bulma şansınızı yok etme gibi bir duruma düşmüş olursunuz.
Karşımızda Umut var.Hayallerinin ne olduğunu öğrendik.Yaşantısı hakkında bilgimiz oldu.Kah güldük kâh ağladık.İçimiz acıdı.Oysa çevremizde ne Umut'lar var.Benzer hayatlar.Hayatlar içerisinde benzer yaşananlar...
Hele merdivenden yuvarlanışını görmelisiniz.Bacaklarının çizilmemesinin ve morarmamasının olanağı yok.Son,çok acıklıydı.Gerçek hayatta yaşanıyormuşcasına bizlere yaşattı.
Herkes ayakta,bravo sesleri,alkışlar...Ellerim paralana kadar alkışladım.Hak ettin Sumru Yavrucuk.
tek perde / 60 dak.
Yazan: Ebru Nihan Celkan
Yöneten ve Oynayan: Sumru Yavrucuk
Dramaturji: Sumru Yavrucuk-Onur Coşkun
Yönetmen Yardımcısı: Onur Coşkun
Mekan Tasarımı: Başak Özdoğan
Müzik-Ses Tasarım: Berrak Artemiz
Fotoğraf: James Hughes
KUMBARACI50
ADRES:
Kumbaracı Yokuşu No:50 Kat: 2 Beyoğlu
TELEFON:
212 243 50 51 (Gişe: Pazartesi – Cumartesi: 16:00 – 20:30)532 255 55 80 (bilgi: Gülhan Kadim)
Biletler Biletix ve Kumbaracı50’de
ULAŞIM:
İstiklal caddesi üzerinde Taksim’den Tünel’e doğru giderken sol kolda Richmond Otel’den sonra, Kumbaracı Yokuşu’nu indiğinizde sol kolda kumbaracı50 tabelasını göreceksiniz.
Araçla; Taksim’den Odakule istikametine girdiğinizde Asmalımescit tarafına dönün, İstiklal caddesine çıktığınızda Kumbaracı yokuşuna girmiş olacaksınız.
Otopark: Aracınızı Tepebaşı TÜYAP kapalı otoparka, Minare Sokak üzerindeki otoparka veya Kumbaracı Yokuşu üzerindeki otoparka bırakabilirsiniz.
Harika bir oyun,harika bir oyunculuk.Bu cümlenin ardından ne yazılabilir?Söylenecek bir şey var mıdır?Sadece bilet alıp oyunu izlemek üzere tiyatronun yolu tutulur.Yalnız biletinizi bir kaç hafta öncesinden alıp cebinize ya da çantanızın bir köşesine koymayı unutmayın.Aksi takdirde bilet bulma şansınızı yok etme gibi bir duruma düşmüş olursunuz.
Karşımızda Umut var.Hayallerinin ne olduğunu öğrendik.Yaşantısı hakkında bilgimiz oldu.Kah güldük kâh ağladık.İçimiz acıdı.Oysa çevremizde ne Umut'lar var.Benzer hayatlar.Hayatlar içerisinde benzer yaşananlar...
Hele merdivenden yuvarlanışını görmelisiniz.Bacaklarının çizilmemesinin ve morarmamasının olanağı yok.Son,çok acıklıydı.Gerçek hayatta yaşanıyormuşcasına bizlere yaşattı.
Herkes ayakta,bravo sesleri,alkışlar...Ellerim paralana kadar alkışladım.Hak ettin Sumru Yavrucuk.
tek perde / 60 dak.
Yazan: Ebru Nihan Celkan
Yöneten ve Oynayan: Sumru Yavrucuk
Dramaturji: Sumru Yavrucuk-Onur Coşkun
Yönetmen Yardımcısı: Onur Coşkun
Mekan Tasarımı: Başak Özdoğan
Müzik-Ses Tasarım: Berrak Artemiz
Fotoğraf: James Hughes
KUMBARACI50
ADRES:
Kumbaracı Yokuşu No:50 Kat: 2 Beyoğlu
TELEFON:
212 243 50 51 (Gişe: Pazartesi – Cumartesi: 16:00 – 20:30)532 255 55 80 (bilgi: Gülhan Kadim)
Biletler Biletix ve Kumbaracı50’de
ULAŞIM:
İstiklal caddesi üzerinde Taksim’den Tünel’e doğru giderken sol kolda Richmond Otel’den sonra, Kumbaracı Yokuşu’nu indiğinizde sol kolda kumbaracı50 tabelasını göreceksiniz.
Araçla; Taksim’den Odakule istikametine girdiğinizde Asmalımescit tarafına dönün, İstiklal caddesine çıktığınızda Kumbaracı yokuşuna girmiş olacaksınız.
Otopark: Aracınızı Tepebaşı TÜYAP kapalı otoparka, Minare Sokak üzerindeki otoparka veya Kumbaracı Yokuşu üzerindeki otoparka bırakabilirsiniz.
26 Aralık 2012 Çarşamba
''SİTE'' OYUNUNA DAİR...
''SİTE'' OYUNUNA DAİR...
Oyun hakkında yazılanları Maya Cüneyt Türel sahnesinin internet sitesi olan http://www.mayasahnesi.com/ adresinden olduğu gibi aşağıya alıntılıyorum.Oyunu izlemeye gidin ve yorumunuzu kendiniz yapın.
“Çimler biçiliyor. Çalılar budanıyor. 7/24 kapalı devre. Her şey olması gerektiği gibi. Yüzüyorum ve güneşleniyorum bütün gün. Koskocaman, masal gibi bir havuz... "Merhaba" diyor. "Nasılsın?" Uzakta, duvarın ardında bir sürü köpek havlıyor.''
''Beş insan güvenlikli bir sitenin düzenlenmiş hayatı içinde, standartlaştırılmış yaşamlarını sürmektedir...Ama tuhaf bir gecedir bu.Sebepsiz yere rüzgar çıkar ve rutini sekteye uğratır.Düzen yara alıp sendeler...Ve gerçeklik ile oluş arasındaki çelişkiler ister istemez güvenlik kameralarına takılır.''
Sadece şunu söylemek istiyorum;Kızın iki de bir pencereden atlaması dikkatimi dağıtmaya yetti.O an söylenen güzel şeyleri kaçırma nedenimdir.Spor yapan kişi de kendi gibi beni de oturduğum yerde yordu(Oyunun başlangıcından bitimine kadar büyük çoğunluğunu site etrafında koşarak geçirdi).İçimden konuşmalar olmazsa güzel bir dans gösterisi olurmuş diye de geçirmedim değil.Bir çok yerde sözlere kulaklarımı tıkayıp görsel olarak izledim.Kızın pencereden atlaması daha anlamlı kalıyor.Bali koklayan çocuk daha fazla şey ifade ediyor.Site etrafında koşan kişi o zaman yormazdı diye düşünüyorum.Hele kıyafet deneyenin hareketleri daha bir anlamlı oluyor sanki.Sahne çok güzel kullanılmış.Dekoru beğendim.Görüntülerin ekrana yansıması güzel fikir.
NOT:Birinci fotoğraf bana aittir.Diğer fotoğrafları ise http://www.grizine.com/2012/12/20/site-nasil-yasamamaliyiz/ internet adresinden alıntıladım.
Yazan-yöneten: Turgay Doğan
Müzik: Men With A Plan
Yönetmen Yardımcısı: Başak Ertem
Sahne Tasarım: Nihan Arısoy
Grafik Tasarım: Suyumbike Güvenç
Işık ve video enstelasyon: Turgay Doğan
Oyuncular: Dicle Alkan, Ayşın Yeşim Çapanoğlu, Deniz Elmas, Emre Karaoğlu, Emre Taştekin
MAYA CÜNEYT TÜREL SAHNESİ
ADRES:
İstiklal Cad. Halep Pasajı (Atlas Pasajı karşısı) Kat: 2 Beyoğlu
TELEFON:
0 530 952 86 96 / 0 212 252 74 52
E-MAİL:
info@mayasahnesi.com
sezin@mayasahnesi.com
Oyun hakkında yazılanları Maya Cüneyt Türel sahnesinin internet sitesi olan http://www.mayasahnesi.com/ adresinden olduğu gibi aşağıya alıntılıyorum.Oyunu izlemeye gidin ve yorumunuzu kendiniz yapın.
“Çimler biçiliyor. Çalılar budanıyor. 7/24 kapalı devre. Her şey olması gerektiği gibi. Yüzüyorum ve güneşleniyorum bütün gün. Koskocaman, masal gibi bir havuz... "Merhaba" diyor. "Nasılsın?" Uzakta, duvarın ardında bir sürü köpek havlıyor.''
''Beş insan güvenlikli bir sitenin düzenlenmiş hayatı içinde, standartlaştırılmış yaşamlarını sürmektedir...Ama tuhaf bir gecedir bu.Sebepsiz yere rüzgar çıkar ve rutini sekteye uğratır.Düzen yara alıp sendeler...Ve gerçeklik ile oluş arasındaki çelişkiler ister istemez güvenlik kameralarına takılır.''
Sadece şunu söylemek istiyorum;Kızın iki de bir pencereden atlaması dikkatimi dağıtmaya yetti.O an söylenen güzel şeyleri kaçırma nedenimdir.Spor yapan kişi de kendi gibi beni de oturduğum yerde yordu(Oyunun başlangıcından bitimine kadar büyük çoğunluğunu site etrafında koşarak geçirdi).İçimden konuşmalar olmazsa güzel bir dans gösterisi olurmuş diye de geçirmedim değil.Bir çok yerde sözlere kulaklarımı tıkayıp görsel olarak izledim.Kızın pencereden atlaması daha anlamlı kalıyor.Bali koklayan çocuk daha fazla şey ifade ediyor.Site etrafında koşan kişi o zaman yormazdı diye düşünüyorum.Hele kıyafet deneyenin hareketleri daha bir anlamlı oluyor sanki.Sahne çok güzel kullanılmış.Dekoru beğendim.Görüntülerin ekrana yansıması güzel fikir.
NOT:Birinci fotoğraf bana aittir.Diğer fotoğrafları ise http://www.grizine.com/2012/12/20/site-nasil-yasamamaliyiz/ internet adresinden alıntıladım.
Yazan-yöneten: Turgay Doğan
Müzik: Men With A Plan
Yönetmen Yardımcısı: Başak Ertem
Sahne Tasarım: Nihan Arısoy
Grafik Tasarım: Suyumbike Güvenç
Işık ve video enstelasyon: Turgay Doğan
Oyuncular: Dicle Alkan, Ayşın Yeşim Çapanoğlu, Deniz Elmas, Emre Karaoğlu, Emre Taştekin
MAYA CÜNEYT TÜREL SAHNESİ
ADRES:
İstiklal Cad. Halep Pasajı (Atlas Pasajı karşısı) Kat: 2 Beyoğlu
TELEFON:
0 530 952 86 96 / 0 212 252 74 52
E-MAİL:
info@mayasahnesi.com
sezin@mayasahnesi.com
25 Aralık 2012 Salı
''TOPLU HİKAYELER'' OYUNUNA DAİR...
Toplu Hikayeler,ünlü oyun yazarı ve akademisyen Ruth Steiner ile hem öğrencisi hem de asistanı olan Lisa Morrison’un önce öğrenci-öğretmen sonra arkadaşlık en sonunda da meslekdaşlık çizgisinde süren ilişkilerinde kıskançlıklarını,öfkelerini ve sevgilerini gözler önüne seren bir oyun.Hikâye kavramı üstünden bütün hayatı ve arkadaşlığı sorguluyor.Anlaşıldığı üzere oyun bu iki kişi etrafında dolanıyor.
Bir yanda her yazar yağmacıdır deyip olayı ve insanı en yakın noktadan çek,yaşa,dokun,hisset,öyle yaz diyen Ruth,diğer yanda ise sırlar yağmacısı,kolaycı Lisa var.Duygu coşmalarını onlarla birlikte yaşadım.Yalnızlığı kendi içimde hissettim.Herşeyini anlattığın bir insanın bunu başkalarıyla paylaşmasının kızgınlığını Ruth'la birlikte tüm vücudumda hissettim.Sevdim bu oyunu.Zaman nasıl geçti anlayamadım.Oyunun içindeydim.Bir oyun beni sarıp sarmalıyor ve oyuna dahil ediyorsa sevmemem mümkün değil.Oyuncular çok doğaldı.Oyun süresince ''ıhhh'' dedirtecek bir şey olmadı.
Lisa'nın hikayelerinin yayınlanmasından sonra Ruth ile aralarında geçen konuşma beni çok etkiledi.Görünürde tartışma kıskançlığı çağrıştırsa da Ruth'un açıklamasıyla böyle olmadığını anlıyoruz.''Seni kıskanıyorum sanma.Asla.Kıskandığım şey zaman.Senin için zaman çok,daha başındasın.Ben ise sonundayım.Sen,çabalayıp bir şeyler elde etme aşamasındasın.Ama ben o zamanları çoktan geçtim.''Oyunda kullanılan cümlelerin tıpkısı olmayabilir burada kullandıklarım aama anlatılan şeyi hemen hemen hepimiz bir şekilde yaşamışızdır.Konusu hikaye yayınlatma olmayabilir ama zaman hepimizin ortak noktası.
Gidilesi ve kaçırılmaması gerekli bir oyun diyorum.
TOPLU HİKAYELER
Yazan: Donald Margulies
Çeviren: Defne Halman & Balam Kenter
Şiir Çevirileri: Talat Halman
Yöneten: Kadriye Kenter
Dekor Tasarım: Osman Şengezer
Işık Tasarım: Alev Topal
Oynayanlar: Kadriye Kenter & Defne Halman
NOT:Birinci ve sonuncu fotoğraflar bana aittir.Diğerleri ise Kenter Tiyatrosunun internet adresi http://www.kentertiyatrosu.org/ dan alıntılanmıştır.
KENTER TİYATROSU
ADRES:
Halaskargazi Caddesi No: 9
Harbiye, Şişli / İSTANBUL
TELEFON:
0212 246 3589
0212 247 3634
FAKS:
0212 296 5242
MAİL:
kentertiyatrosu@gmail.com
23 Aralık 2012 Pazar
MISIR APARTMANI
MISIR APARTMANI
Mısır Apartmanı,İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde bulunan tarihî bir apartmandır.Galatasaray semtinde,İstiklal Caddesi ile Acara Sokağı'nın kesiştiği noktada yer alır.1910 yılında,yıkılan Trocadero Tiyatrosu'nun yerine,Mısırlı Abbas Halim Paşa tarafından kışlık konak olarak yaptırılmıştır.Osmanlı döneminde yapılan İstanbul`un ilk betonarme binalarındandır.
NOT1:Funda Susamoğlu-Arazi/Land
Abbas Halim Paşa`nın isteği üzerine Ermeni mimar Hovsep Aznavuryan`a kışlık konak olarak yaptırılan bina,1905 yılında inşaatına başlanıp 4,5-5 yıl gibi kısa bir sürede tamamlanmıştır.Binada o dönemin Ortadoğu ve Avrupa mimarisinin örneklerinin görülmesine rağmen farklı mimari üslubu ile dikkat çektmiştir.
NOT2:Ferhat Deniz-İkarus.
Bu çalışmalara bayıldığımı belirtmeden geçemem.Resimleri ilk gördüğümde ''Ahhhh'' kelimesi farkında olmadan ağzımdan süzüldü.İçimin yağını erittiniz Ferhat Deniz.
Konağın Sahibi Abbas Halim Paşa tarafından kişisel konut olarak yaptırılmışsa da,Paşa'nın ölümünün ardından yapı,varisleri tarafından katlara ayrılmak suretiyle apartmana dönüştürülmüş ve 1940 yılında dönemin ünlü işadamlarından Hayri İpar'a satılmıştır.İpar ailesinin mülkiyetinde mevcut binaya 2 kat daha eklenmiş ve 9'uncu katın da ruhsatı alınmıştır.Ancak 9'uncu katın yapımı hiçbir zaman gerçekleşmemiştir.Apartmana sonradan eklenen asansör zemin katla 6'ncı kat arasında çalışmakta olup,7. ve 8. katlara merdivenle ulaşım sağlanmaktadır.
NOT3:Nezaket Ekici-İmagine/Yemek üzerine seçilmiş işler 2002-2012
Apartman'ın ikinci sahibi Hayri İpar'ın İstanbul'dan ayrılıp Brezilya'ya yerleşmesiyle birlikte, yapı büyük ölçüde boşalmış oldu. Bakımsız kalan binanın %70'i, 2000 yılında Koray İnşaat adlı firma tarafından satın alındı. Bunun ardından apartmanda genel bir onarım başlatıldı ve 5 yıl içinde yapı tümüyle restore edildi. Depreme dayanıklılık testlerinin olumlu olduğu açıklandı.
NOT4:Meriç Algün Ringborg,Olof Olsson,Pilvi Takala,Erdem Taşdelen-Aşamalı Değişim
100 yılı aşkın süredir ayakta olan apartmanın dairelerinde pek çok önemli kişinin yaşadığı bilinmektedir.Türk şair Mehmet Âkif Ersoy,görevi gereği 10 yıl kaldığı Mısır'dan 16 Haziran 1936 tarihinde Türkiye'ye döndüğünde bu apartmanda bir daireye yerleşti ve ölümüne değin burada yaşadı.Bir diğer Türk şair Mithat Cemal Kuntay da bu apartmanda yaşadı ve öldü.Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün dişçisi Musevi asıllı Sami Günzberg'in muayenehanesi de Mısır Apartmanı'nda bulunuyordu.Apartmanda ayrıca Cumhuriyet'in ilk yıllarında önemli moda ve dikimevleri da vardı.Daireleri hem ev hem de atölye olarak kullanan dönemin ünlü kadın terzileri arasında Cemal,Nedret ve Lütfiye ile Canan Yaka ve annesi Mualla Hanım da bulunuyor.Safiye Ayla,Emel Sayın ve Muazzez Abacı gibi isimlerin de sık sık apartmandaki terzilerine geldiği ifade edilir.Günümüzde apartmanın çeşitli katlarında restoran,tiyatro,sanat galerileri,lokaller ve çalışma ofisleri bulunuyor.
NOT5:Alev Ebüzziya-Siesbye
Mısır Apartmanı içerisinde bulunan galerilerin sergilerinden örnekleri sizlerle paylaşıyorum.Mısır Apartmanının çok güzel zaman geçireceğiniz bir bina olduğunu göreceksiniz.Hele resimle ilgiliyseniz İstiklal'e gelip de buraya uğramamanız mümkün değil.
NOT6:Kimi galerilerde şu an fotoğraflarını yayınladığım sergiler belki sonlanmıştır belki de yeni sergi veya hazırlıkları devam etmektedir.Benim gezdiğim tarihte bazı galeriler yeni sergilerin hazırlığı içerisindeydiler.Resimle ilgiliyseniz Mısır Apartmanını biliyorsunuz demektir.Bilmiyorsanız da bu bloğu okuduktan sonra biliyorsunuz demektir.Buyurun o tarihi Mısır Apartmanı sizleri bekliyor.
NOT7:Mısır Apartmanı karşısında ki çıkmaz sokak içerisinde İkinciKat ve biraz ilerisinde Kumbaracı50 tiyatrosu var.Onun öncesinde tomtom da AltKat (artık sadece caz müzik var),Olimpia,Garajİstanbul ve bir çok eğlence yeri var.Ahh neler yok ki Teoman'ın Balansı,Nevizade,çiçek pasajı,diğer tarafta asmalı mescit ve daha neler neler var.Muammer Karaca tiyatrosu,Maya Cüneyt Türel Sahnesi,OrtaYuncular...Babylon,Otto...
NOT8:Yazı,binanın yöneticisi aynı zamanda Galata Yapımın sahibi olan mimar Koray Korkmaz'ın AA muhabirine verdiği röpörtajdan derlenmiştir.
İlk iki fotoğraf dışında diğer çekimler bana aittir.
Mısır Apartmanı,İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde bulunan tarihî bir apartmandır.Galatasaray semtinde,İstiklal Caddesi ile Acara Sokağı'nın kesiştiği noktada yer alır.1910 yılında,yıkılan Trocadero Tiyatrosu'nun yerine,Mısırlı Abbas Halim Paşa tarafından kışlık konak olarak yaptırılmıştır.Osmanlı döneminde yapılan İstanbul`un ilk betonarme binalarındandır.
NOT1:Funda Susamoğlu-Arazi/Land
Abbas Halim Paşa`nın isteği üzerine Ermeni mimar Hovsep Aznavuryan`a kışlık konak olarak yaptırılan bina,1905 yılında inşaatına başlanıp 4,5-5 yıl gibi kısa bir sürede tamamlanmıştır.Binada o dönemin Ortadoğu ve Avrupa mimarisinin örneklerinin görülmesine rağmen farklı mimari üslubu ile dikkat çektmiştir.
NOT2:Ferhat Deniz-İkarus.
Bu çalışmalara bayıldığımı belirtmeden geçemem.Resimleri ilk gördüğümde ''Ahhhh'' kelimesi farkında olmadan ağzımdan süzüldü.İçimin yağını erittiniz Ferhat Deniz.
Konağın Sahibi Abbas Halim Paşa tarafından kişisel konut olarak yaptırılmışsa da,Paşa'nın ölümünün ardından yapı,varisleri tarafından katlara ayrılmak suretiyle apartmana dönüştürülmüş ve 1940 yılında dönemin ünlü işadamlarından Hayri İpar'a satılmıştır.İpar ailesinin mülkiyetinde mevcut binaya 2 kat daha eklenmiş ve 9'uncu katın da ruhsatı alınmıştır.Ancak 9'uncu katın yapımı hiçbir zaman gerçekleşmemiştir.Apartmana sonradan eklenen asansör zemin katla 6'ncı kat arasında çalışmakta olup,7. ve 8. katlara merdivenle ulaşım sağlanmaktadır.
NOT3:Nezaket Ekici-İmagine/Yemek üzerine seçilmiş işler 2002-2012
Apartman'ın ikinci sahibi Hayri İpar'ın İstanbul'dan ayrılıp Brezilya'ya yerleşmesiyle birlikte, yapı büyük ölçüde boşalmış oldu. Bakımsız kalan binanın %70'i, 2000 yılında Koray İnşaat adlı firma tarafından satın alındı. Bunun ardından apartmanda genel bir onarım başlatıldı ve 5 yıl içinde yapı tümüyle restore edildi. Depreme dayanıklılık testlerinin olumlu olduğu açıklandı.
NOT4:Meriç Algün Ringborg,Olof Olsson,Pilvi Takala,Erdem Taşdelen-Aşamalı Değişim
100 yılı aşkın süredir ayakta olan apartmanın dairelerinde pek çok önemli kişinin yaşadığı bilinmektedir.Türk şair Mehmet Âkif Ersoy,görevi gereği 10 yıl kaldığı Mısır'dan 16 Haziran 1936 tarihinde Türkiye'ye döndüğünde bu apartmanda bir daireye yerleşti ve ölümüne değin burada yaşadı.Bir diğer Türk şair Mithat Cemal Kuntay da bu apartmanda yaşadı ve öldü.Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün dişçisi Musevi asıllı Sami Günzberg'in muayenehanesi de Mısır Apartmanı'nda bulunuyordu.Apartmanda ayrıca Cumhuriyet'in ilk yıllarında önemli moda ve dikimevleri da vardı.Daireleri hem ev hem de atölye olarak kullanan dönemin ünlü kadın terzileri arasında Cemal,Nedret ve Lütfiye ile Canan Yaka ve annesi Mualla Hanım da bulunuyor.Safiye Ayla,Emel Sayın ve Muazzez Abacı gibi isimlerin de sık sık apartmandaki terzilerine geldiği ifade edilir.Günümüzde apartmanın çeşitli katlarında restoran,tiyatro,sanat galerileri,lokaller ve çalışma ofisleri bulunuyor.
NOT5:Alev Ebüzziya-Siesbye
Mısır Apartmanı içerisinde bulunan galerilerin sergilerinden örnekleri sizlerle paylaşıyorum.Mısır Apartmanının çok güzel zaman geçireceğiniz bir bina olduğunu göreceksiniz.Hele resimle ilgiliyseniz İstiklal'e gelip de buraya uğramamanız mümkün değil.
NOT6:Kimi galerilerde şu an fotoğraflarını yayınladığım sergiler belki sonlanmıştır belki de yeni sergi veya hazırlıkları devam etmektedir.Benim gezdiğim tarihte bazı galeriler yeni sergilerin hazırlığı içerisindeydiler.Resimle ilgiliyseniz Mısır Apartmanını biliyorsunuz demektir.Bilmiyorsanız da bu bloğu okuduktan sonra biliyorsunuz demektir.Buyurun o tarihi Mısır Apartmanı sizleri bekliyor.
NOT7:Mısır Apartmanı karşısında ki çıkmaz sokak içerisinde İkinciKat ve biraz ilerisinde Kumbaracı50 tiyatrosu var.Onun öncesinde tomtom da AltKat (artık sadece caz müzik var),Olimpia,Garajİstanbul ve bir çok eğlence yeri var.Ahh neler yok ki Teoman'ın Balansı,Nevizade,çiçek pasajı,diğer tarafta asmalı mescit ve daha neler neler var.Muammer Karaca tiyatrosu,Maya Cüneyt Türel Sahnesi,OrtaYuncular...Babylon,Otto...
NOT8:Yazı,binanın yöneticisi aynı zamanda Galata Yapımın sahibi olan mimar Koray Korkmaz'ın AA muhabirine verdiği röpörtajdan derlenmiştir.
İlk iki fotoğraf dışında diğer çekimler bana aittir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)