RESİMLERİME YOLCULUK 2
Dümende ve başaltlarında insanları vardı ki
bunlar
uzun eğri burunlu
ve konuşmayı şehvetle seven insanlardı ki
sırtı lacivert hamsilerin ve mısır ekmeğinin
zaferi için
hiç kimseden hiçbir şey beklemeksizin
bir şarkı söyler gibi ölebilirdiler...
Nazım Hikmet Ran
(Kuvayi Milliye-Üçüncü Bap)
Minnoş biraz benimle ilgilen diyor.
ÖĞÜTLER
Kaldırın başlarınızı
Suçlular gibi yüzümüz yerde
Özümüz darda durup dururuz
Kaldırın başlarınızı yukarı
Bize göz verildi, gözleyin diye
Dil verildi, söyleyin diye
Kulak verildi, dinleyin diye
El, gövdede kaşınan yeri bilir
Dert bizde, derman ellerimizdedir
Ararsan bulursun
Verirsen, alırsın
İnanmazsan, gelir görürsün.
Ruhi Su
Siz hiç duyarsız insanlara
Şiirler sundunuz mu?
Şükrü Erbaş
Puslu ve sarı bir çin sabahı gibiyim bazen
Sağım solum kış,şehir,
Üstüne ay mavisi düşmüş bazen uzak nehir...
Dünya bana göre bazen,bazı zehir
Birhan Keskin
Söyleyene kastedilse bile söz susmuş olmaz
derisinden ayrı düşer can küsmüş olmaz
yola çıkan yolda kalmaz Nesimî
derisinden ayrı düşer can küsmüş olmaz
yola çıkan yolda kalmaz Nesimî
Kemal Özer
Merhaba
Dünyanın ucunda bir gül açılmış
Efil efil esen yele merhaba
Karanlığın sonu bir ulu şafak
Sarp kayadan geçen yola merhaba
Gün be gün yüreğim ulu yalımda
Engel tuzak kurmuş bekler yolumdaZulümlerde işkencede ölümde
Bükülmeyen güce kola merhaba
Acıda kahırda çekmiş geliyor
Güneşten boşanmış kopmuş geliyorBir ışık selidir sökmüş geliyor
Nazım usta coşkun sele merhaba
Alınacak Anadolu’nun öcü
Yerde kalmıyacak çekilen acıAçıldı geliyor şafağın ucuşu doğdu doğacak güne merhaba
Selam olsun dört bir yana merhaba
Akan kana düşen cana merhabaHesap sorulacak güne merhaba
Türküler söyleyen dile merhaba
Yaşar Kemal
NOT :
Yukarıda ki suluboya portre çalışmaları bana aittir.