25 Eylül 2019 Çarşamba

GEÇMİŞ YILLARDAN BİR YABANCI

 ALO KİMİNLE GÖRÜŞÜYORUM? 



Bu gün telefonum susmayı bilmedi. 
Evde yapılacak ufak bir şey için telefonum bas bas bağırdı durdu. Usta çırağına, çırak başkasına, başkası başkasına... 
Zıırrrr Zıırrr 
Offf 
Telefonum bilinmeyen numaralarla doldu. Normalde bilmediğim numaralara bakmam, çalar çalar durur. 
Zıırrr Zıırrr 
“Bakalım şimdi kime yönlendirecekler. “ 
“Evettt, buyurun.” 
“Merhaba. Nasılsın?” 
“Kiminle görüşüyorum?” 
“Ben .......” 
Sessizlik... 
“Nasılsın?” 
“İyiyim. Evde yapılacak bir şey için usta bekliyorum da onun için aradığın bu bilinmeyen numaraya baktım. Bilirsin açmam.” 
“Bu yeni numaram. Kaydet.” 
“Öylemi...” 
“Bodrum’ a yerleşmek istiyordun. Hayalini gerçekleştirdin.” 
“Evet.” 
“Güzel bir yer.” 
“Evet.” 
“Günlerini güzel geçiriyorsun. İstediğin yerdesin.” 
“Öyle... Buranın da şehirden farkı kalmadı. İleride daha küçük bir sahil kasabasına yerleşirim diye düşünüyorum.” 
“Olsun buralar gibi değildir.” 
“Evet.” 
“Bu yeni numaram kaydet. İşten geldim, aklımdan geçtin, bir arayayım dedim.” 
“Yaa” 
“Görüşürüz. İyi günler.” 
“Güle güle.”
Bu arama, konuşma neydi anlayamadım. Bu sesi unutmuşum, tanıyamadım. Bir zamanlar iyi arkadaştık. Doğrusu öyle zannediyordum. Aynı işyerinde çalışıyorduk aynı sitede farklı bloklarda oturuyorduk. 2015 yılında emekli oldum. Bu yıla (düne) kadar ne görüştük ne konuştuk. En son konuşmamız ve birbirimizi görmemiz işyerinde ki son günümdeydi. Son haftam vedalaşmakla geçmişti. Son günümü de sendika odasında vedalaşamadığım insanlara bir Allahaısmarladık derim düşüncesiyle geçirmiştim. Yukarıdaki telefon konuşmasını yaptığım arkadaş da geldi. Bir süre sonra kalktı, odadaki kalabalığı geçip kapıya geldiğinde gözümün içine baka baka 
“Nasılsa şimdilik buralardasın, gitmeden görüşürüz.” dedi. İlk önce yanıt vermeyi düşünmedim ama sonra
“Şimdiye kadar görüşmedik de bundan sonra mı görüşeceğiz” 
dedim. Arkasını döndü ve gitti (Zaten görüşmedik de, esasında sözü bana değil oradaki kalabalığa idi). Bunu demesem kendimi aptal yerine konmuş bir insan olarak hissedecektim. Oysa yıllardır görüşmüyorduk. Hatta oturduğumuz siteden ayrılmıştı. Yeni evi nerede bilmem bile. 

Arkadaşlık normal rayında gidip gelirken birdenbire arkadaşlığı kesti. Ama bunu sadece ben biliyordum (Bir de Önder) . İş yerinde çoğu zaman karşılaşmıyordum ama karşılaştığımızda da çevrede başka insanlar varsa kırk yıllık dost gibi davranıyordu (Hiç hoşlanmadığım insan tipi). Zaten bir süre sonra araya sınır koydum. Benim için bu arkadaşlık bitmişti. Daha önce başka arkadaşlara yaptığını bana da yapmıştı. Aynı şeyin başıma geleceğini bilmeliydim. Hayat alınacak derslerle dolu ama başa gelmedikçe kıyısında seyredip duruyoruz. Aynı şeyi yaşamış bir arkadaşımın eşi ; 
“İlk önce sanki hayat onlarsız olamayacak gibi hissediyorsun ama sonra hayatında çok da gerekli olmadığını görüyorsun. Bir süre sonra da bu insanlar önemini yitiriyor. Çünkü hayat onlardan ibaret değil.” 
demişti (aşağı yukarı böyle). Gerçekten de öyle. Bu arkadaşlık için söyleyecek, yazacak çok şey var ama değmez. Hayatımdan çıkardığım insanlardan biri. Tekrar hayatıma neden dahil edeyim ki. 

Zıırrr Zıırrr 
“Amannn ne çok bilinmeyen numara oldu.” 
“Kaydet dediği numara hangisiydi yahu. 
Şeytan aldı götürdü satamadan getirdi.... 
Aaaa satmış.” 
Biliyong ya. 
Hadi canım gülü gülü... 

NOT: 
Fotoğraf bana aittir.