16 Eylül 2020 Çarşamba

HER ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK

HER ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK
Sahilde denize karşı içkimi yudumlamayı severim.  
Deniz, değişik renkleriyle hayallerime eşik eder. 

Uçsuz bucaksız renk cümbüşü mü beni hayal dünyasına sürükler yoksa hayal dünyam mı bu reenk cümbüşünün içine girip beni oradan oraya sürükler? Korona virüs salgını başladığından beri bunu yapamıyorum. Ne bileyim bazı insanlar gibi rahat olamıyorum.

Bir tanıdık gelmiş. Görüşmeyeli yıllar olmuş. Eee görüşelim o zaman. Kimsenin olmadığı sabah saatlerinde. Mesela sabah saat 08:00 gibi sahilde bir kafede. Önceden gelip otturacağım sandalyeyi bir güzelce sildim (deli mi ne?). Masayı da sildim. Eldivenleri çıkartıp, beklemeye koyuldum.
Sahil her zaman olduğu gibi güzel ama beni içine çekemedi. Denize giren insanlar vardı. Belliki onlar da kalabalık oluşmadan işini bitirmek istiyordu.
"Merhaba” Elleşme yok, öpüşme yok. Mesafemizi koruyarak, maskemiz yüzümüzde sohbet ettik. Ne kadar sabahın erken saati olsada bira içmek istedim. Amacım aylar öncesi yaptığım gibi sahil keyfi yapmaktı. Bunu özlemişim. Ayaklı bira bardağında içmeyi seven ben sadece şişe birayı aldım. Güzelce sildim. Denize karşı bir yudum aldım. Yok yok eskinin tadı yok. Koltukta istediğim gibi yayılamıyorum, kontrollü hareket ediyor, elimi sildiğim yerlere bile koyamıyorum. Kazık yutmuş gibi oturuyorum. Yoook bu bana göre değil. Ya böyle bir hayat olabilir mi? Benden bu kadar. İsteyen istediğini yapabilir.
NOT: Fotoğraflar bana ait. Esasında 3. ve 4. fotoğrafı çeken Amerika’ da yaşayan küçüklüğünü bildiğim biri. O çekti ve bana gönderdi. Ben sadece kırptım. Öncesi “Apple” de çalışıyordu ama şimdi “Facebook” da çalışıyor. Küçüklüğünde hayalini kurduğu bir yerde yaşıyor. Hayalini gerçekleştiren insanlara selam olsun. Bu insanlara hayranım. Yolları açık olsun.

Hiç yorum yok: