BEN,RESİM,HAYAT...
Yapmak istediğim o kadar çok şey var ki hem resim hem de yaşamak adına...Bazıları düşüncelerde kalıyor.Bu bile insanın kendisini tanımasına fırsat vermemesi demek değil mi?Kendini tanımak,mutluluğun veya başarının veya işte her neyse onun kapılarını aralamıyor mu?Bazen hem resimde hem de yaşantımda aynı şeyleri tekrar etmeye mi başladım diye kendi kendime soruyorum.Tekrarlar sıkıyor.Kendimden sıkılmak istemiyorum.Çıkış noktaları arıyorum.Buluyorum da.İnsanın kendinden sıkılma gibi bir lüksü olamaz.Olmamalı da.
Resimde de özgürlüğümü alabildiğine yaşamalıyım,düşlerimi olduğu gibi dökmeliyim.Bir itirafta bulunayım;resim,sevgililerimden biridir.Onunla birarada olduğumda herşeyi unutuyorum.Hele sevdiğim bir şeyler yapıyorsam geride çalan müziği bile duymuyorum.İşte bu halimi seviyorum.Yaşadığınız bir dünyadan bir başka dünyaya süzülmüşsünüz.O dünya sadece size ait.Renklerin dünyası.Orada hayat sizsiniz.Kimseye zarar vermeksizin istediğiniz gibi oynayabilirsiniz.Siz hangi düşüncelerle bir çalışma üzerinde uğraşırsınız ve sonrası seyreden hangi düzşüncelerle bakar çerçeve içine girmiş bir esere.
Dün kendimi kalabalığın içerisine bıraktım.Yürüdüm amaçsız.Vitrinlere baktım öylesine.Yolda yürüyen yüzler belirsiz...İkide bir birileri çarpıyor,düz yolda birden yandan biri önünüme çıkıyor.Artık yürümenin zevkten iskenceye döndüğü anda ise hemen bir pub'dan içeriye girdim.Kalabalık.Geriden gelen müzik sesini kalabalığın konuşmaları bastırmış.Olsun...Barda boş bir tabureye oturuyorum.Bir bira istiyorum.Şişe diye belirtiyorum.Gerekmedikce bu tarz yerlerde bardak kullanmam.Kullanmam...Kullananada bir şey demem.Burada da yüzler belirsiz.Keyifle biramı içiyorum.Düşünüyorum...
Sonra...Kalkıp eve geliyorum.
2 yorum:
ne mutlu sana ki böyle bir yeteneğin var!
Teşekkür ederim.Herkesin muhakkak bir yeteneği vardır.Onun farkındalığında olmak ve onun için çaba harcamak gerekir diye düşünüyorum.Yoksa öylesine bir yerlerde uyumaya devam eder,farkında olmaksızın.
Yorum Gönder