Bunun böyle olacağını biliyordu.Kendinden emindi.Hayat,yaşadığımız sürece vardı.Giden için bitmiş,yaşayan için ise artık eskisi gibi olmayacaktı.Öyle ''giden için hayat,yeni başladı'' laflarına da karnı toktu.Şimdiye kadar gidip de geri dönen olmamış ki,orda ne var-yok anlatsındı.
Hayatına heyecan katmaya çalışıyordu.Ruhunda ki dinmeyen açlığı nasıl doyururum düşüncesindeydi.Hep bir şeyler yapmaya çalışıyordu.Televizyonda bir yarışma proğramında sunucu,yarışmacıya ''kişinin yaşadığı her gün,birbirinin aynısıysa 70 yıl ya da 90 yıl yaşasa ne-yaşamasa ne?'' demişti.Ne kadar doğru bir sözdü.Daha önce düşünmüyorken belki yaşı ilerledikçe yaşayamadığı şeyleri bir daha hiç yaşama olanağı olamayacağını düşünmeye başlamıştı.Geriye dönüş yoktu.Ahh keşke olabilseydi.Yapmadığı ya da yaptığı şeyleri yapmayı ya da yapmamayı ne kadar isterdi.
Hemen ''Bu işte çalışıyor olur muydum?'' diye sordu kendi kendine.Her zaman yarattığı bahaneleri sıralamaya başladı.Bahanelerin ortak noktası ''para''ydı.Çoğu yaşadıkları onun sayesinde olmamış mıydı?Bir çok şeyi onun sayesinde elde etmemiş miydi?.Bahaneler böyle sürüp gidecekti.''Öfff'' dedi,aynı şeyleri sıralamaya başlamıştı.Sıkılmıştı kendinden.Dobralığını severdi ama neden bu konudan kaçmayı yeğliyordu.Yalan söylemekten hoşlanmayan biri olarak kendine yalan söylüyordu.Gerçek olan buydu;Yaşı gençti ama bir an önce emekli olacağı yılın gelmesini istiyordu.Neyse ki az bir şey kalmıştı.O an işte o an arkasına bakmadan gidecekti.O zaman hayatının bir bölümünü geçirdiği bu yer bitecekti.Derin bir ''ohhh'' çekti.Bunun düşüncesi bile rahatlatmıştı.
Yapmak istediği o kadar çok şey vardı ki,hangisini yapsındı.Bazılarında ipin ucunu yakalamak zordu,kaçmıştı bir kere.İpin ucunu yakalamakla uğraşacağına ipin ucu kendinde olanla uğraşmalıydı.Hemen oracıkta karar verdi.Usulca kalktı yerinden.Üzerini değiştirmeden ayakkabısını giydi.Kapıdan çıktı.Sanki geri gelmiyecekmiş gibi zevkle kapıyı kilitledi.Asansörü beklerken ''beyaz giyme söz olur,siyah giyme pis olur,gel beraber kaçalım muradımız tez olur'' türküsünü mırıldanıyordu.Bu ne keyifti.Mutluluğu yüzünden okunuyordu.Apartman kapısından çıkarken kapıcıyla karşılaşdı.Gülerek ''merhaba'' dedi.Yanından geçtiği çiçeğin yapraklarında elini usulca gezdirdi.Çiçek,tebessüm etti.''Muck'' diye çaktırmadan bir öpücük gönderdi.Elleri ceplerinde türküyü ıslık çalarak söylemeye çabalayarak yürüyordu.Ne olacağı hesabını yapmadan yaşamayı ne çok seviyordu.Kendine hesap vermekten hoşlanmayan,başkasına mı hesap vermekten hoşlanacaktı.
''Ahhh,ahhh'' çekti,sessizce.İstediği gibi yaşayan şanslı kaç insan vardı bu dünyada.''Onların içerisinde ben yokum'' diye düşündü.Olsundu,olanakları ölçüsünde istediği gibi yaşıyordu.İnsanoğlu açgözlüydü;hep daha fazlasını istemez miydi?''İstiyorum'' diye bağırmak istedi.Bağıramadı.Bu bile istediğini yapamamak değil miydi?''Offf ulan offf'' dedi içi cızz ederekten.Bunları düşünmek istemiyordu.Hatta hiç bir şey düşünmek istemiyordu.
Havaalanında...Oturmuş bir köşede birasını yudumluyordu.Geri planda anons ''..:.. de kalkacak Bodrum uçağına 105 numaralı kapıdan teşrifleri rica olunur...''sesi yankılanıyordu.
NOT :
Öyküme konu olan resim suluboya çalışmamdır.
2 yorum:
Bodrum ucagına 105 numaralı kapı
gectıgımız yaz ıkı kez yasadım bunu bu seneye ozlemle beklıorum
Bodrum'a yaz-kış gidenlerdenim.İki günde olsa oraya kaçmayı severim.Kışı da güzeldir.Bilemiyorum belki de benim gitmelerime denk geldi,festivallere denk gelen kaçışlar olmuştu.Ara sıra kaçmalar dışında haziran başlarında oradayım.
Yorum Gönder