20 Ağustos 2017 Pazar

BODRUM'DA FESTİVALLER

 

BİR BAŞKA GÜZEL 


"Zorba"

"Zorba"


Bodrum'a yerleşmeden önce kimi tatillerimi bu festivallerden birine ayarlayıp biletimi önceden alırdım. Yerleştikten sonra ise alternatif çok olduğu için seçme şansına sahip oldum. Bu festivallerden  Bodrum bale festivali ( http://www.bodrumballetfestival.gov.tr/ )

24/Temmuz'da "Zorba" ile açılışını yaparak Bodrum kalesinde birbirinden güzel gösteriler izlememize neden oldu. "Zorba" nın bitimine doğru bazı seyircilerin saygısızca (ki ben buna terbiyesizlik diyorum) kalkıp kapıya doğru yönelmesine rağmen sanatçılar alkışlarla dört kere bis yaptı. Daha sonraki günler "cuba vibra", "uyuyan güzel", "gaya", "amore", "born to dance" gösterilerini keyifle izledik. Kimi gösteride müzik ile dansın uyumu harikaydı. 


"Cuba vibra"
"Uyuyan güzel"
"Uyuyan güzel"

Her gösteri sonunda alkışı hak eden topluluklara bunu çok görüp kapıya yönelen insanlar hem sanatçılara hem de izleyicilere saygısızlık (terbiyesizlik) yapıyor. Bu terbiyesizliği yapan insanların bu tür aktivitelerin insanı olmadığını düşünüyorum. En çok şaştığım şeylerden biri de erkenden kapıya yönelen insanların arasında destek olmadan tek başına yürüyemeyen ileri yaştaki insanlar. Yahu yerinizde oturun ortalık sakinleştiğinde istediğiniz gibi yürüyüp gidin. 

"Gaya"
"Gaya"

Yedi yaş ve üzeri çocuklarıyla gelen ailelere de bir iki şey söylemek istiyorum. Bu aileler bilet almadan önce gösterinin konusu ne, kaç saat sürecek diye bir araştırma yapmazlar mı? Aynı zamanda da dolmuşla gelenler gidecekleri yere en son dolmuş kaçta önceden öğrenmezler mi? Gösteri devam ederken kalkıp gitmeler hoş görüntü sergilemediği gibi izleyenlerin de gösteriden kopmalarına neden oluyor. Çocuklarla iki de bir tuvalete koşturanlara ne demeli. Bilet alırken kenardan değil de hep ortalardan alırlar. Çoğunluğu gelmiş olmak İçi̇n geliyor. Söyleyecek çok şey var ama neyse. 

"Amore"
"Amore"
"Amore"

Bale festivalinin son gösterisinin olduğu gün Turgutreis d marin de bu sene ki adıyla "Bodrum müzik festivali" (http://www.bodrummuzikfestivali.com/ ) 
başladı. Bu sene biletleri "mobilet" ten alıyordunuz. Parayı ödeyen siz oturacağınız yeri seçen "mobilet". D marin gişesinde seçme şansım olur düşüncesiyle sıcakta dolmuşa atlayıp Turgutreis'e gittim. Ne bileyim "biletix" de hiç değilse gişede yerimizi seçebiliyorduk. Bu sistemde öyle değilmiş. Buraya gelmişken biletlerimi alayım dedim. "Kombine 1", "kombine 2" ve Kerem Görsev konseri için 260₺ kredi kartından ödeme yaptım. Bilet çıktısı almayıp telefonuma ve mail adresime gelmesini istedim. Aradan üç gün geçmesine rağmen mesaj gelmedi. Destek hattına telefon ettim ve adıma bilet gözükmediğini söylediler. Durumu anlattım, araştıracaklarını söylediler. Tabii ertesi gün o sıcakta üşenmedim bileti aldığım gişeye gittim. Ödeme yaptığımı gösteren fişteki tarih ve saatten yola çıkarak o dakikalarda bilgisayarda bilet satılmamış gözüküyor. Telefon numaramı alıp merkeze bildireceklerini en kısa sürede telefon edeceklerini söylediler. Tabii farklı haftalarda ara ara üç kere destek hattını aradım "ne oldu" diye. 23 gün sonra yanlışlık olduğunu bilet alınmamış gözüktüğünü ve paramın kartıma iade edildiğini söylediler. Bu arada FGHI blokları dolmuş. Sahne önü ABCD blokları satışta olmadığından zaten buralardan bilet alamıyordunuz. Sistem en arkada ki bloklardan bilet verdiğinden vazgeçtim. Sahnedeki sanatçıları nokta şeklinde görmeye niyetim yok. Sanatlarını icra ederken çaldıkları müzik aletiyle bütünleşmelerini görmek ve o coşkuyu yaşamak isterim. Aksi halde evde plak ya da CD dinlemekten farkı ne? 

"Kerem Görsev"
"Kerem Görsev, Ferit Odman, Kağan Yıldız"

Dolayısıyla ben de Bodrum kalesinde gerçekleşecek Kerem Görsev konseri için bilet aldım. Her gün konser için Turgutreis'e dolmuşla gidip gelmek yoruyordu, bu da bahanesi oldu.
Daha uzak olan Gümüşlük festivaline ( http://www.gumuslukfestival.org/ ) de bu nedenle gitmiyordum. Oysa merkezde olan bir faaliyet saat kaçta biterse bitsin önemli değil. 
Nasılsa ev yürüme mesafesinde. 

"Born to dance"
"Born to dance"

Festival konserlerinden sonra isterseniz Bodrum gecelerine akar güzel anılarınıza yenilerini eklersiniz. Burası Bodrum her daim güzel, her daim keyifli, her daim fıkır fıkır, şıkır şıkırdır.

Bu festivaller bitse de arkasından başka başka festivaller başlıyor. Bodrum yaz dönemi ağırlıklı olmakla birlikte bütün yıl değişik festivallere ev sahipliği yapıyor. 

Sanatla iç içe yaşamanız dileklerimle.

NOT1 :
Bodrum Müzik Festivalinde bilet satışı "mobilet" tarafından yapıldı. Bir çok insanın şikayeti oturacağı yeri kendinin seçemeyip sistemin seçmesi. Bilette tek fiyat uygulanıyor. Sosyal medyada , 
" Bilet çoktan alındı ama biletin parasını ödeyen ben nereye oturacağımı seçen ise @mobilet .
#KeremGörsev #Bodrum "
diye bir yazı paylaştım. Bu yazıya Mobilet,
" Merhaba Mahmut Bey, koltuk seçiminde sistem boş olan en iyi yeri vermek üzere çalışmaktadır, anlayışınız için teşekkür ederiz. "
yanıtını verdi. Buna yanıt olarak,
" Böyle bir şeye anlayış göstermek mümkün olabilir mi? Sistemin değil benim seçtiğim yer en iyi yerdir. " 
şeklinde bir yazıyı paylaştım.

NOT2 :
Fotoğraflar bana aittir.









12 Ağustos 2017 Cumartesi

BETON ÜZERİNDE SALLANMAK


DENİZİN ÜSTÜNDE SALLANMAK GİBİ DEĞİL


Kaç deprem yaşarsanız yaşayın bunun tecrübesi yok. Donup kalıyorsunuz. Süre uzayınca duvarlardan gelen sesler sizi panikletiyor. Devam ederse her şeyin üzerinize yıkılacağını biliyorsunuz. Eğer durursa karma karışık bir duygu içerisinde hemen bulunduğunuz yeri terkediyorsunuz. Yaşam her şeye rağmen güzel. Ama nereye kaçarsanız kaçın  geleceğiniz yer aynı yer. Çünkü orada yaşıyorsunuz. 
Kimi zaman bir gösteride, bir eğlencede, yürürken, uyurken, otururken karşı karşıya kalıyorsunuz ve ne yapacağınızı bilemiyorsunuz. Öncesi ve sonrası yok ki sadece yaşanan o an var.

1998 Adana depremine evde yakalandım. Bir sene sonra 1999 İstanbul depremini evde yeğenimle telefonda konuşurken karşıladım. Daha sonra ki olan sarsıntıları hep oturduğum 7. katta karşıladım. Adana da tavanın dalga şeklinde oynaştığını ve bir türlü dışarıya çıkamadığımı hatırlıyorum. İstanbul da ise telefonla konuşurken koltuk üzerinde istem dışı hareketleri hatırlıyorum. Yeğenim telefonu kapatma dayı demişti. Perdenin altının tavana değdiğini gördüğüm an telefon dahil her şeyle iletişimimi bitirmiştim. Duvarda ki o hışırtı her şey bitti diyordu. Sallantı bittiğinde 5 dakika sonra aşağıdaydım. Basamakları kaçar kaçar atladım hatırlamıyorum. Aşağı katlarda oturanlar çağırmamıza rağmen gelmediler.  Bir süre sonra 7. kata çıktım ve oradan her zaman olduğu gibi işe gittim. Hayat devam ediyordu. Eğer eviniz yıkılmadı ve can kaybı yaşamadıysanız şanslısınız ve hayat deprem sonrası da öncesinde olduğu gibi devam ediyor. Hiç bir can kaybı yaşamamış ama televizyonu, raflarda ki ıvır zıvırı kırılmış insanları en acılı halleriyle dinlemek zorunda kalmıştık. Daha sonra yüzlerce can kaybını duyunca bu insanlar hangi duyguları bünyesinde yaşadı bilemem. Bu tür insanlar bencildir, kendinden başkasını düşünmezler. 
"Biliyong ya!"
Yukarıda ki cümle çok şey anlatır ama herkes anlamaz. Can kaybı yerine mal kaybı yaşamış kendini acındıracak derecede anlatan bu kişilere hep acımışımdır. Beklenmedik olaylar tanıdığınızı sandığınız insanları hiç tanımadığınızı gösterir. 

Bodrum'da artçılar devam ediyor. Anlayacağınız sallanmaya devam ediyoruz. 5'in üzerinde ve uzun sallantılarda korku yaşıyoruz. Kısa sürenler ise adeta okşuyor gibi. Bir süre sonra alışıyorsunuz. Çünkü yaşamınızın doğal bir parçası oluyor. 
Hayat devam ediyor.
 
Bu yazıyı yeğenimin sözüyle noktalamak istiyorum.
"Ya dayı gittiğin her yeri sallıyorsun, orada yaşayanları düşün ve Bodrum'a yerleşmekten vazgeç."
Bu da benden;
"Hahahahaha Hahahahahah".

NOT:
Yazıya eşlik eden resim bana ait bir yağlıboya çalışmasıdır.