30 Eylül 2017 Cumartesi

HAYVAN SEVGİSİ


HAYVAN SAHİBİ OLAN HER İNSAN HAYVAN SEVİYOR DEMEK DEĞİLDİR


Sosyal medya paylaşım sitelerinde hayvanlarla ilgili güzel paylaşımları keyifle ve mutlulukla izliyorum. Hayvanlara kötü davranan insanların videosuna, fotoğrafına bakmaya tahammül edemiyorum. Bu tür suçların cezası ağır olmalı. Küçük bir para cezasıyla kurtulmamalı olayı gerçekleştiren. Çünkü yapılan her ne olursa olsun bir canlıya yapılıyor. Yarın bir gün bu canlı, hayvan olmaz da insan olur. Nitekim bu konunun uzmanlarını dinlediğinizde hayvanla başlayan şiddet veya ölüm insanla son buluyor.

                             "Minnoş"

Sizlere kedilerimden bahsedeyim mi? 
"Minnoş" u biliyorsunuz, ilk göz ağrım. 
Diğer kedilerle yakınlığım sayesinde başladı. 
İki etrafımda kedi sayısı arttıkça onlar hakkında bir şey bilmediğimin farkına vardım. Bilgim arttıkça da onları daha iyi anlamaya başladım. Sevgi, isteklerinin başında geliyor. Yanınıza gelen her kediyi sizden mama istiyor sanmayın. Göz kırptığınızda onların da size (güvendiklerini göstermek için) nasıl göz kırptığını izleyin. Elinizi kendisine yaklaştırdığınızda size nasıl yanıt verdiğini gözlemleyin. Dost/düşman çok güzel ayırt ediyorlar. Dost gibi yaklaşıp düşmanca davranan insanları (canileri) bunun dışında tutuyorum. Bu insanları görünce onlardan uzak durun. Bir gün size de aynısını yapacaklardır. 

               "Minnoş" un ilk zamanları


       "Minnoş" la suluboya resim yaparken

Minnoş eve gelmiyor artık, tam bir sokak kedisi oldu. Sitedeki diğer kedilere sabah-akşam mama verdiğim saatlerde Minnoş da karşı evin bahçe duvarına oturup beni bekliyor. Önceleri istediği zaman eve geliyor açsa mama kabına mama yemeye gider, oyun oynamak istiyorsa yanıma gelir oynaşırdık. Gideceğim her yere götüreceğimi düşünürdüm. İnsan düşündüğü her şeyi eyleme dökemiyor. Site içerisinde mama verdiğim kediler Minnoş' a mama vermeye dışarı çıktığımda yavrusundan yetişkinine beni takip ediyor. Bu beni ve "Minnoş" u rahatsız ediyor. Tabii ikimizin de rahatsız olduğumuz alanlar farklı. Benim derdim iki bahçe arasındaki yol. Buradan arabalar çok hızlı geçiyor. Kediler ise yola birdenbire dalıyor. Biri arabanın altında kalacak diye ödüm kopuyor. Umarım buradan taşınıncaya kadar böyle bir olaya şahit olmam. Ahh Minnoş ahh. 
Ne var içeriye gelsen de beni bu eziyetten kurtarsan. 


Sağ ön patisi aksıyordu, çok küçüktü, belliki annesi terk etmişti. Her acıktığında geldi ciyak ciyak bağırdı. Üşenmedim saat kaç olursa olsun indim mama verdim. İlk önceleri kaçtı benden daha sonra yanımdan ayrılmadı. 
Şimdi böyleyiz.

                   "Yaman" ın ilk halleri

                   "Yaman" şimdiki hali

Evime taşındığımda buradaki kedilerle iletişimim kopacak. Onlar beni arayacaklar, ben ise hepsini özleyeceğim. "Yaman" mama saatleri dışında gün içerisinde illa beni görmeye gelir. Kapı kapalıysa farklı bir seslenişi var ki bu ses onu diğer kedilerden ayırır. "Püsküllü" karşıma geçip konuşmayı sever. Ben de ona eşlik ederim. "Mazlum" sessiz, sakin bir kedi. Gözümün içine bakar ve çağırmamı bekler. Çağırdığımda ise basamakları ikişer üçer atlayarak çıkar. Sessizce yanıma ilişir ve sevmemi bekler. "Pörtlek göz" le anlaşmamız biraz uzun sürdü. Bir kediyle kavgasında ön patisi yaralanmıştı. Yaklaşmama izin vermediği için yaranın iyileşmesinde bir faydam olmadı. Mama zamanı yukarıya çıkamadığı gibi diğer kedilerin arasına karışıp mama yemiyordu. Ona diğerlerinden ayrı bir yerde mama verdim. Bir süre sonra benden kaçmayı bıraktı. Patisi iyileştiğinde ilk yaptığı yanıma gelip ayaklarıma sürtünmek oldu. Sevmeme izin verdi. İsim taktığım bu kediler dışında isimsiz olanlar çoğunlukta. İsmi olanlar ilk baştan beri bir arada olduklarım diğerleri sitenin başka alanlarından sonra katılanlar. 

     "Püsküllü" ve arkadaki yavrusu "Midilli"



 Yukarıda kısırlaştırılan üç yavrunun ilk halleri

"Püsküllü" ile birlikte kısırlaştırdığım üç yavru sürekli balkondalar. Balkonda kahvemi ya da içkimi yudumlamak için oturduğumda hemen iki etrafımda yerlerini alırlar. Bunu gören diğerleri de eşlik etmeye başlarsa balkon sefamı bitiririm. Çünkü bir yerden sonra insanı bunaltıyor. 

                   Balkona çıkmaya gör


Gittiğim yerde yakın civarımda kedilere mama vermeyip kimsenin rahatsız olmayacağı boş bir alanda mama vermeye devam edeceğim. Oturduğum Sitede yazlıkçılar ve tatilçiler gitti, tüm kediler benim burada. Tamam kedileri seviyorum da bu kadarının fazla olduğunu düşünüyorum. Kapı tıkırtısını duysunlar nerden çıktıklarını anlamadan iki etrafıma doluşuyorlar. Merdivenden inerken birini ezmemek ve düşmemek için harcadığım çabayı görmelisiniz. Merdivenden yuvarlanmanın nelere mal olacağını bilirim. Birincide şanslıydım bir yerimi kırmadan atlattım. Vücudumdaki çizikler ve morluklar (inceden inceye sızı) bir aydan fazla sürede geçti. Tabii burada yanlışı yapan ben (yanlış olduğu da sorgulanır ya) . Her gün sabah akşam belirli saatlerde mama veren ben. O saatlerde doluşan onlar. Bir süre sonra bana alışıyorlar, mamadan sonra da bana yakın zamanlarını geçirmeye başlıyorlar. Onlar bana oyun yapıyor, ben onlara karşılık veriyorum. Bu andan sonra beni nerde görseler yanıma koşuyorlar. Esasında kimsede suç yok. 
Ahh keşke (hiç sevmem bu kelimeyi) bazı insanlar gibi arada sırada aklıma estiğinde mama verebilseydim. O zaman ne onlar ne ben bu derece yakınlaşırdık. Bu yazdıklarımdan ters bir şey çıkarılmasın. Kedileri sevin, sevmiyorsanızda kötü davranmayın. Onlar da sizler gibi yaşam hakkına sahip. 

           "Beyaz" la ilk tanıştığımız günler


                  "Beyaz" şimdi böyle

"Beyaz" ben nereye gidersem gidecek. 
Güzel anlaşıyoruz. Şartlanmam yok. Gideceği yeri benimsemesi önemli. Akıllı bir kız. 


Havuz kenarında tek başına gördüğüm andan itibaren sevdiğim, içimin ısındığı yavru erkek kedi. Sabah ve akşam ona mama götürdüğümde 
"hadi sen de diğerleri gibi eve gel." 
derken bir gün diğerlerinin arasında mama yerken gördüm. 

                              "Midilli"

         "Beyaz" ve "Midilli" oynarken

      "Midilli", "Beyaz" ın oyun arkadaşı

"Midilli", "Püsküllü" nün dört yavrusundan hayata tutunan tek yavrusu. Ayak boyu kısa olduğu için bu adı koydum. "Beyaz" ın oyun arkadaşı. İkisi güzel vakit geçiriyor. "Beyaz" sıkılınca eğer dışardaysalar onu bırakıp eve geliyor, yok içerdeyseler onu dışarıya çıkartıyor. 

Son söz olarak hayatınızın bir köşesinde bu güzel canlılara yer verin. Elinize, gönlünüze, ruhunuza dokunmasına müsade edin. 

NOT :
Fotoğraflar bana aittir.
İçli dışlı olduğum kedilere iç ve dış parazit damlalarını yapıyorum. Her kediye yapmamın mümkünatı yok.

19 Eylül 2017 Salı

BODRUM' DA EYLÜL AYI


TATİL YAPILACAK EN GÜZEL AYLARDAN BİRİDİR



Yaz sıcağını yaşamak üzere gelen tatilciler ve yazlıkçılar sonbahara teslim olmaya başlayan Bodrum' u terketmeye başladı. Bodrum' un bu güzel günlerini bilen insanlar ise bilinçli bir şekilde tatil seçimlerini bu ay ve takip eden sonraki aylarda yapıyor. Bodrum merkez yazın yaşanan o bunaltıcı kalabalık kadar olmazsa da her daim kalabalık. Kimi insanlar kışın buraları sessiz, kimsenin olmadığı yerler olarak düşünür. Öyle de düşünsünler. Bodrum korna sesinden, gürültüden, bağrış-çağrıştan uzak sahil kasabası görünümünü alıyor demektir. Bodrum' u her şeyiyle seviyorum. Koşulsuz yerleşmem de ondandır. Zaten bir yere yerleşmeyi düşünüyorsanız onu her haliyle kabul etmeniz gerekir. Hayal etmekle gerçeği yaşamak birbirinden o kadar farklı ki...



Eylül ayı güneşinden ve denizinden yararlanmaya devam edilecek bir ay olmasının yanı sıra festivaller açısından bereketli bir aydır Bodrum için. Kimi festivaller aynı tarihlere denk geldiğinden proğramlar arasından seçim yapmak zorunda kalıyor insan. Bazen aylar öncesinden satışa sunulan bir festivalin biletini almak bir başka festivale gitmeyi engelliyor. Bu durumlarda boş bir güne denk gelen aktivitenin biri veya bir kaçı için bilet alabiliyorum. Tabii seçimimi oturduğum yere yakın mekanlardan yana yapıyorum. Ne bileyim bir konsere, bir gösteriye v.s. giderken kendimi yoracak yerleri tercih etmiyorum. Güzel bir etkinlik sonrası evime gidip o güzelliği sessiz sedasız içime sindirmeye çalışıyorum. Diğer türlü kendimi Bodrum gecelerine bırakıyorum. Dolayısıyla her türlü eve keyifli, güzel, mutlu, huzurlu bir şekilde gidiyorum. 




08/Eylül akşamı Bodrum Caz Festivalinin açılışını Sibel Köse ve Bodrum Oda Orkestrasının verdiği konserle yaptım. Güzel bir konserdi. Orkestranın verdiği konser izleyicileri coşturur nitelikteydi. Orkestranın kendi sanatçısı da güzel bir konser verdi. Keyifli bir akşamdı.



https://youtu.be/LUA8BMI8FH4


09/Eylül akşamı Bodrum Caz Festivali kapsamında Ayhan Sicimoğlu Bodrum kalesinde fırtına gibi esti. İzleyicileri coşturdu, oynattı, eğlendirdi. Hayret ilk defa bu konserde konserin bitiş şarkısında insanlar yerlerini terketmedi. Sadece daha rahat fotoğraf ve video çekmek üzere sahnenin önüne indiler. 



Konser bitmesine rağmen izleyici alkışlarıyla sanatçı ve grubunu bırakmadı. O saatten sonra herkes ayakta kimisi alkışla kimisi oynayarak kimisi çekim yaparak şarkılara eşlik etti. 



https://youtu.be/PQPBgwH3THw



10/Eylül akşamı Bodrum Caz Festivali kapsamında Karsu Dönmez Bodrum Kalesinde güzel bir konser verdi. Bildiğimiz popüler şarkılardan bir kaç tanesini de caza uyarlanmış şekilyle sundu. Konser bitiminde alkışlarla sahneye çağrılan sanatçı videoda ki şarkıyla proğramını bitirdi.  



https://youtu.be/qZK-oRzl1sk


13/Eylül akşamı Bodrum Kalesinde Bodrum Oda Orkestrası, İzmir Devlet Senfoni Orkestrası tarafından "Klasiklerden Günümüze" konseri gerçekleştirildi. Hem orkestra ( Şef Nesrin Bayramoğulları ) hem de solistler ( Aydın Uştuk, Ayşe Şener, Beril Yürekli Er, Zafer Zencirli ) izleyenler tarafından alkış yağmuruna tutuldu. Bis bis...




14/Eylül'de Bach Bodrum Klasik Müzik Konserleri kapsamında Bodrum Kalesinde Jiri Barta, Nazlı Erdoğan, Prezioso String Quartet güzel bir akşam yaşattı. Bach Bodrum' da konserler dizisinden sadece bu konsere gidebildim. 




16/Eylül'de Bodrum Caz Festivali kapsamında Bodrum Kalesinde Jülide Özçelik vardı. Bu festivalin kapanışı 17/Eylül ama ben bu konserle kapanışı yaptım. Bach Bodrum Klasik Müzik Günleri ve Bodrum Caz Festivali kapsamında gittiğim konserler bunlar. 
Bodrum devaammmm. 


Festivallerle dolu bir Eylül ayı geçiyor. Hayatınıza bir sanat dalının dokunmasına müsade edin. İster izleyerek, ister dinleyerek, ister çizerek, ister çalarak, ister oynayarak... işte nasıl istiyorsanız öyle olsun. Yeterki siz kucak açın sanat sizi kucaklayacaktır.


NOT :
Fotoğraflar ve videolar bana aittir.