25 Şubat 2018 Pazar

DÜN BUGÜN YARIN


YAŞANDI YAŞANIYOR YAŞANACAK


Beyaz’ı bilirsiniz, evimin kedisidir. Bir süredir yanımda değildi. Onunla buluşmak ve beni unutmadığını görmek hoştu. Mutluluğumu anlatamam. Bir arada olduğumuz sürece ne güzel seviştik onunla. Çok sevdiği saklambaç oyununu her istediğinde o sıkılana kadar oynadık. Her zaman yaptığı gibi yanıma sokulup uykuya dalması ayrı bir güzeldi. Hele “Bidenem” deyince yanıma gelip ne diyorsun der gibi “mev” lemesi beni benden alıyordu. 


                                                          https://youtu.be/dfXs9tyWZOI


Burada da hastane ile haşır neşirdim. İlaç içmeye devam. Korkulacak bir şey olmasa da ne bileyim insanda bir tedirginlik oluyor. Sanıyorum anlık yaşanan stres, daha önce yaşanmış olan stresin bir yerde biriktirdiklerini açığa çıkardı. Yaşanan şeyler bir Peri’nin elindeki sihirli değneğin dokunuşu ile yok edilemiyor. Umuyorum içtiğim ilaçlar sağlam olan midemin sağlığını bozmaz. Bu aralar yaşantımın bu kısmına kadar ki hastalanmama ve ilaç kullanmama durumunu telafi ediyorum. 
İnşallah 2018 yılını ilaç içerek geçirmem.


http://www.hurriyet.com.tr/hulya-kocyigitten-tartisilan-sozler-bu-ulkede-baski-yok-aksine-herkes-fazla-ozgur-40737590 

Yukarıdaki benzer bir söyleşiyi daha önce de okumuştum. Yaşamak için oluşturdukları fanusun dışında yaşananlardan haberi olmayan ya da işine öyle geldiği için sessiz kalan sanatçılar (?) o kadar çok ki. Bunlar bu ülkenin sanatçısı (?). 
Ülkesinin ne yaşadığından haberleri yok. 
Halk nasıl yaşıyor gözlerini kapatmışlar. 
Çığlıkları duymuyor, kulaklarınıı tıkamışlar. 
Ağızları ise güce iyi laf yapıyor. 
Bütün bunlar ne için? 
Düşününce midem bulanıyor. 
Sanatçı muhaliftir. Hadi empati kurun ve bir an için o kabuğunuzdan çıkın, muhalif olun ve haykırın. Gerçek neymiş o zaman görün. 

Sosyal medya paylaşımlarında izlediğim ve okuduğum bir kaç haberle ilgili not düşmeden yapamayacağım. İzlerken kulağınız “Nuh peygamber oğluyla cep telefonuyla görüştü” lafını benim gibi işitmişdir. Bunu söyleyen bir akademisyen. Televizyon proğramında söylemiş. Hem de bizim vergilerle çarkını döndüren bir televizyon kanalında. 
“Google” de bir padişahımız tarafından keşfedilmiş, duymuşsunuzdur. Bunu da bir başka bilim insanımız söylüyor. Esasında bu tarz bilim insanlarına göre dünyada ne keşfedildiyse ya bir yerlerde yazıyor ya da daha önceden biz bulmuşuzdur.
Gel gör ki bunu kimse ileriye taşıyamamış. Esasında bu söylemlerle bilim insanlarımızı, girişimcilerimizi, bizi yöneten insanları yerin dibine sokup çıkartıyorlar. Bunları çağımıza uygun geliştirecek kafaya sahip kimsenin bulunmadığını söylüyorlar. Ya bir gidin Allah aşkına. Siz de bir şeyler keşfedin, üretin. Bu boş konuşmaları bilim insanları olarak sizler yapmayın bari. Bu kafayla Türkiye gittikçe eriyor, dünyada yeri kalmayacak. 
Bak kimse üzerine alınmasın, zaten kimseye de söylemiyorum içimden geçti;
“Man kafa saman kafa”..


ŞİMDİ...



Nefes aldığım yer. 
Ruhumun engin denizlerinde gezdiği zaman. 
Aklımın her şeyi unuttuğu, gözlerimin ise gördüğü bütün güzellikleri depoladığı an. Sevgiyle buluştuğum, anladığım, tattığım, tekrar tekrar doğduğum yer. Hem burada hem de içimde başka başka yerlere yolculuk yaşatan. Hem hayal dünyam hem gerçeğim. 



YARIN... 

Hayaller var, yapılmak istenenler var, var gidi var. Şu an düşüncede olanı, yarın gerçekleştirmek için bekliyor. Soru işaretleriyle dolu yarın yaşanan hikayelerle sadeleşecek ve güzelleşecek. 
Hikayeler biriktikçe güzeldir. 
Yaşanılan hikayeler yaşamın toplamıdır.
Yarınlar ise bilinmez hikayelerin beklediği yerdir.
Ama yarınlar her daim güzeldir. 

NOT :
Fotoğraflar ve video bana aittir.

Hiç yorum yok: