16 Nisan 2012 Pazartesi

BİZ DE BÜYÜKLER ARAMAZ,YA SİZ DE?

                             BİZ DE BÜYÜKLER ARAMAZ,YA SİZ DE?


                             Bilmem nedendir,biz de büyükler küçükleri aramaz.Hiç merak etmezler mi?Ne yapıyor diyerekten bir ''alo'' diyeyim diye düşünmezler mi?Onu da bilmem.Ama hep kendimin aradığını çok iyi bilirim.Her nedense aradığımda da karşımdakinin şimdi ya içinden geçmişimdir ya da aramayı düşünmüştür,v.s.Bu lafların karşıdakini ne kadar incittiğini bilmezler mi?Hal hatır sormak için aramanın bedeli bu mu olmalı?

                             İlk başlarda üzüldüm ve üzülmeme devam ettim,kendi içimde.Şimdi öyle değil..''Arayan ben,soran ben...Neden ben üzülüyorum?'' dedim ve aldığım kararı hemen uygulamaya koyuldum.Bu kararımı iki senedir de uygularım.Aldığım karar şuydu:Ailem,akrabam ve arkadaşlarım,kim olursa olsun beni aramayan insanları aramayacaktım.Çoğuna da konuşma esnasında bu düşüncemi belirttim.Belirtmemiş olayım,ne değişir?Karşında ki insan seni düşünüyor ve merak ediyorsa aramaması için bir neden mi var?YOK...

                              Bunun sonucunda ne oldu,bir kaç örnek vereyim;Ankara da oturan sevdiğim bir arkadaşım,O'na gidip bu düşüncemi söylediğimde ''ben ararım'' demişti.Bir ay geçti,iki ay geçti,üç ay geçti...Yok...Tabii ben,aramak istiyorum,elim telefona gidiyor ama vazgeçiyorum.İstiyorum ki ararım diyen kişi arasın,bekliyorum.Bu arada iki bayram geçti,yeni yıla girdik ve ben hala bekliyorum.Her bayramda,özel günlerde arayan ben,aramayınca aranmadığını görüyorsun.Kendi kendine soruyorsun bu ne...?Birbirimizi görmemiz de ben gittiğim içinmiş diye düşünmekten de kendimi alamıyorum.Artık bir seneyi devirdikten sonra aramayı hiç düşünmüyorum ve aklımdan yavaş yavaş çıkmaya başlıyor.İnsan neler neler düşünüyor.Hıı çoğunuz şöyle düşünebilir,ya bir şey olduysa,sen niye aramadın?Yok,yok bir şeycikler olmadı,bilin...Ve bir gün ev de,DVD ler arasında daha önce izlediğim ama beğendiğim bir filmi tekrar izliyorken hemen yanımda duran telefonum çaldı.Dönüp baktığımda telefonda Ankara da oturan arkadaşımın ismini gördüm.Vay be,iki sene sonra...Tam tamına iki sene geçmiş...Hay Allah...Telefonumun sesini kıstım ve filmi izlemeye devam ettim.İki sene insan hayatında büyük zaman,neler neler değişebiliyor.Hayata,yaşama bir başka bakıyorsun.İki sene hayatına neler getirmiş,neler götürmüş?Artık sen iki sene önce ki değilsin ki.Tabii karşında ki insan için de geçerli bütün bunlar.Nazım Hikmet'in şiirinde olduğu gibi;


Ama,arkadaşlık ağaca benzer
Kurudu mu
        yeşermez artık.

O duruma getirmemek lazım.Geçmiş ola...Hayatında mutluluk dilerim.

                                Abim,aranmayınca ben arayayım demeyen insan.Paylaştığımız pek fazla bir şey yoktur zaten.Ama en azından karşılıklı bir hal hatır sorulmalı...İnsan küçüğünü arayıp bir hal hatır sorma ihtiyacı duymaz mı?İhtiyacı olduğunda arayabiliyorsa,bu şekilde de aramalı.Ya da iki durumda da aramamalı...Anneme niye aramadığımı sorunca,O da böyle böyle diye düşüncemi söylemiş.Yanıt;''Ama ben O'nun büyüğüyüm.O,arayacak tabii ki''...Yokkk,artık öyle değil.Aramayanı aramayacağım kim olursa olsun...

                                Halam;halalar içinde görüştüğüm,konuştuğum tek halam.Diğerleri ile görüşmüyorum düşünülmesin...Bahsettiğim halam kendime yakın bulduğum,O'nun da aynı düşüncede olduğunu sandığım halam.Resim çalışmalarıma yeniden başlamama neden olan kişi.Sevdiğim insan...Ben aramayınca aramayan insan.Ama aramak istediklerini arayan,soran insan.İnsanlar aramak istediklerini arayacaklar ama bana gelince hep benden bekleyecekler.Yokkk.Geçmiş ola...

                                Yukarıda iki sene önce aldığım kararı yazmıştım,hala uyguluyorum.İnsan arada sırada hayatını ''reset'' etmeli.Çok iyi geliyor.Hayat devam ediyor,onlar olsa da olmasa da.Ama siz, biraz hafiflemiş oluyorsunuz.O kadar yorucu bir durumdan rahatlamış olarak çıkıyorsunuz ki sizi merak etmeyenleri gereksiz yere siz de merak etmeyerek.

                                 Geçmiş ola...

                        

Hiç yorum yok: