7 Ağustos 2012 Salı

KÜÇÜK BİR ÇOCUK (ÖYKÜ 5)

,
(Teyze-dayı çocuklarıyla beraber.Kaşları çatmış,dudak biraz aşağıya düşmüş sanki.Elinde ise sıkı sıkıya bir şeyler tutmuş,kimseye vermemek üzere.)



                      KÜÇÜK BİR ÇOCUK

                      Bir zamanlar küçük bir çocuk vardı.Tatlı mı tatlı,şeker mi şeker.Yanakları tombul mu tombul.O kadar ki annesi elinden tutup gezmeye götürdüğünde,ablalar,teyzeler o yanakları nasıl da sıkıştırırlardı,kıpkırmızı olurdu boyanmış gibi.Bu kadarla da kalmazdı yolda gören tanımadığı ablalar,teyzelerde aynısını yaparlardı.Kendisine doğru yaklaşan olduğunda hemen annesinin arkasına dolanırdı.Kaçardı.Ama nafile bildik bilmedik eller tombul yanağını tacize devam ederdi.Kızdı mı o kaş çatması yok mu,O'nu daha sevecen yapardı.Ama O farkında mıydı?Bilemem.Kızdığında,sinirlendiğinde bir şey demezdi.Sadece alt dudağı aşağı doğru düşer,gözleri hafiften yaşarır bir kenara çekilirdi.

                       Sanki kendine ait bir dünyası vardı.O dünyayı kendi yarattığı oyuncaklarla daha da zenginleştirirdi.Çamaşır maşaları başkaları için sadece maşaydı ama O'nun için ev,araba,kale,asker v.s. ne isterse oydu.Hayal dünyası ile onları öyle bir kaynaştırırdı ki,yüzünde gülücükler açardı.Onlarla saatlerini geçirirdi.Yemek vakti diye çağırmasalar karnını doyurmak aklına bile gelmezdi.

                      Zamanla O da herkes gibi büyüdü.Dünü ve geleceği düşünmeyip hep bugünü,sadece o anı yaşayan insan olarak,istisna olsa da o günleri düşünecek ve o günlerin mutluluğu her zaman yanaklarına yayılacaktı.Zaman durmuyordu.Yaşanan güzel şeyler anı olarak bellekte yerini alıyordu.


 
(Küçüklüğün kahrını az çekmemiş ağabeyi.Omuzundan indirmediği söylenir.)

NOT :
Öyküme konu olan fotoğraflar aile albümünden.

Hiç yorum yok: