11 Ağustos 2012 Cumartesi

YENİ BİR SAYFA AÇILDI (ÖYKÜ 6)


                  YENİ BİR SAYFA AÇILDI


                  Tayinimin çıktığı ilçede göreve başladım.Karar verdim,her gün gidip geleceğim.Bazı zamanlar sabah erken kalkıp 05:00 te ilçeye hareket eden posta arabasına yetişeceğim.Bunda sorun yok.Görevime tam zamanında yetişiyorum.Bu saatte gitme gerkliliğim olmadığında ve ilçe minübüslerine binmek zorunda kaldığımda esas problemi yaşıyorum.Saat başı kalkıyor ya!İşte bütün sorun da burada başlıyor.Siz ne kadar erken gitsenizde hiç farketmiyor.Minübüsün kalkış saati doluş saatidir.Bu hiç bir zaman değişmiyor.İki saat önce gidiyorsunuz ki stres yaşamadan gideyim istiyorsunuz ama olmuyor.Dolmuyor.Dolmayıncada hareket etmiyor.Siz de kendi kendinizi yiyip bitiriyorsunuz.Birazdan,birazdan...Birazdan lafını bir daha duymak istemiyorsunuz.Evet evet,daha sonraları bu lafı kullananları susturuyorsunuz elinizde olmadan.


                  Geç kaldınız.İdare ediliyorsunuz.Nereye kadar.Kendiniz de düşünüyorsunuz,olmayacak böyle.Hayatınız allak bullak.İsyan ediyorsunuz.Ama nafile.Geriye dönüşüm,oda ayrı bir macera.Minübüscülere haber gönderiyorsunuz işten çıkışınızla çakışan en son kalkan araç beni alsın diye.Oh ne güzel.Binanın önünde beni bekliyorlar.Görevim bitiyor.İyi akşamlar diliyorum iş arkadaşlarıma,minübüse biniyor gidiyorum.Safça her zaman böyle olacağını sanıyorum.Öyle olmuyor.Minübüs boşsa bekliyor yoksa iki korna.Sonra da çekip gidiyor.Çıkma saatim belli.Ha deyince çıkamam ki.Onlarda biliyor.Gitti.Beni bırakıp gitti.Nasıl gideceğim?Ne yapacağım?Aman Allahım.Akşam 21:00 de geçen otobüs var,ona bineceğim.Benim gibi uykuyu seven biri dört saatlik uykuyla idare ediyor.Bütün bu çekilenlerden sonra perşembe akşamından itibaren evimdeyim.Bunun mutluluğu yetiyor.Pazartesi öğlene kadar kendi hayatım başlıyor.Bu mutluluk çekilenlerin üstünü örtüyor.

                   Görev yaptığım yerle hiç alakam yok diyebilirim işim dışında.Geliyorum,işimi yapıyorum ve gidiyorum.İşyerinin ve arkadaşların şehirde işleri varsa yapmam demiyorum,yardımcı oluyorum.Cuma günümün boş olması bunun için,farkındayım.Sesimi çıkarmıyorum.Homurdananlar yok mu,var.Ama boşa.Benim yaptığımı yapamazlar ki!Orada oturuyorlar.

                   Kararımı veriyorum,üç gece görev yaptığım ilçede kalacağım.Geçikme problemi yaşamak istemiyorum.Nerde kalabilirim derken öğretmen evinde kalabileceğim söylendi.Irmağın kenarında yapılmış tek katlı bina.Terası ırmak manzaralı,yeşillikler içerisinde bir yer.İlçenin eğitimli kesiminin kültür faaliyetinde bulunduğu benimse hoşlanmadığım bir yer.İlçenin belli başlı insanların saatlerce kağıt oynadıkları yer.Odama çekildiğimde sessizliği bulmam geç saatleri alırdı.Çok geç saatlere kadar bağırarak oyun oynamaları sürerdi.Bu insanları evde birileri bekliyordu.Ömürleri boyunca da beklemeye devam edeceklerdi.

                    Hatırlıyorum,küçüklüğümde buralardan yolum geçmişti.Teyzemin kızı bu ilçenin bir köyünde öğretmen olarak görev yapmıştı.Akdenizin yazları,sıcaklık açısından felaket olur ya,biz de her yaz yaylaya çıkardık.Torosların tepesinde güzel bir yayla.Hala da çıkılır ama eski yaylalardan eser kalmadı.Bir yaz,ısrarla oraya gelmemizi istemişti.Biz de kalkıp gitmiştik.Görev yaptığı köye giderken ne tehlikeler geçirmiştik.Irmak üzerinde tahta bir köprü ve arabanın tekerlekleri köprünün sınırında.Heyecana bakar mısın?Şimdi olsa asla yapmam.Çocuğuz ve büyükler ne derse o yapılır durumundaydık.Ahhhh o yaz,o kadar güzel şeyler yaşadık ki,hala özlemle ve mutlulukla bahsederiz.Şehirde yaşamış çocuklar olarak bize yabancı olan ama bir o kadar da mutlu eden güzel şeyler yaşadık ki.Kim derdi ki bu mutluluğu yaşadığın köyün bağlı olduğu ilçeye görevli olarak geleceksin ve bu yollardan defalarca geçeceksin.Köprü bile o eski köprü değil.Burdan yola çıkarak çocukken yaşanmışlıkla,yetişmiş bir insan olarak yaşanmışlık aynı olmuyor diyebiliriz.

                    Zaman ne kadar hızlı ilerliyor.İlerlerken insan hayatından neler çalıp da gidiyor.Dur diyemiyoruz.Hayatı bu kadar basit harcamak neden?Elimde mi?Geçmişe gidip tekrarını istediğim şekilde yaşamam mümkün mü?Değil.En kötü anlarda bile hayatını nasıl zenginleştireceğini ve mutlu yaşayabileceğini öğretiyor;ZAMAN.
Hayat,her zaman güzel.O güzelliği görmeye başladığında gözlerin görüyordur,görmüyorsa kördür.

NOT :
Öyküme konu olan resim yağlıboya bir çalışmamdır.

Hiç yorum yok: