8 Eylül 2012 Cumartesi

BEN BİR EĞİTİMCİYDİM...(ÖYKÜ 8)

                    BEN BİR EĞİTİMCİYDİM...


                    Kitaplığımdan bu aralar okumakta olduğum Özdemir Asaf'ın ''benden sonra mutluluk'' isimli şiir kitabını aldım.Bir kadeh beyaz şarabımı yudumluyorken okumaya başladım.Geri planda TV,her zaman olduğu gibi öylesine açıktı.Belki de evde bir ses olsundu amaç.O gün TV de bir kanal,Başbakanın 4-5 gazeteciyle yapacağı ropörtajı canlı olarak verecekti.Gazeteciler aklımızdan geçen soruları neden sormuyorlardı?Bir bildikleri vardı herhal.Ehh ne diyecek diyerekten yarım yamalak bir kulağım da TV de.Şiir kitabımı okumaya devam ediyorum.Birden o sözleri duyunca tüylerim diken diken oldu.TV'e dikkat kesildim.66 aylık çocuklarını okula göndermemek için rapor alan velileri,ihanet etmekle suçlayan Başbakan ''66 aylık çocuklara rapor alan aileler evladına geri zekalı diyor'' demekle meşguldü.Gözlerim faltaşı gibi açıldı.Başbakan ne diyordu böyle?Aileleri bu şekilde suçlamaya hakkı var mıydı? diye düşünürken hiç aklımda yokken eğitimci olduğum zamanlar ve ilk görev yaptığım yer aklıma geldi...


                    Her eğitimci gibi ''neler neler yapacağım'' düşüncesiyle göreve başlamıştım.Senelerini geçirmiş eğitimcilerden daha farklı bakıyordum ilk zamanlar.Çarkın işleyişinden bi haberdardım.Günler geçtikçe şaşkınlığım artıyordu.İdealistlik fasa fiso,olmayacak ama çabalıyordum.Yok olmayacak.Yok yookkk...Sonraları önüme daha iyi fırsat çıktığında bu defteri kapattım.Şimdi bakıyorumda eğitimci olarak görev yapmayı bırakalı yıllar olmuş.TV seyrederken proğramın,eğitimcilik geçmişime götürmesi,şu günlerde eğitimde yaşadıklarımıza benzer şeyleri yaşamış olmamdan kaynaklanıyordu belki.Tam hatırlıyamayacağım ama göreve başladıktan iki sene veya üç sene sonra ''kredili sistem''diye bir sisteme geçilmek istendi.İlk söylenen pilot bölgelerde pilot okullarda başlanacağıydı.İlk önce bu seçilen okullarda denenecek sonrası olumlu olursa tüm okullarda bu sisteme geçilecekti.


                  Bizim okul yeni sistemin uygulanmayacağı bir okuldu.Tatildeyiz,okulun açılmasına daha çok var.Herkes memleketine gitmiş.Eş,dost,akrabasıyla haşır neşir.Bir telefon,çağrılıyorum.Hiç gidesim yok.Müfettişler toplantı yapacakmış,herkes çağrılmış.İsteksizce gidiyorum.Toplantıda yeni sistemin güzelliğini anlattılar.Okul olarak yeni sisteme geçmeyi istememizi de üstü kapalı olarak vurguladılar.Bir süre sonra bir toplantı daha olacağını söyleyerek gittiler.O zamana kadar düşünecektik.Okulumuzda belirli branşlar var,derslikler sınırlı,ne yaparsan yap yeterli değil...Kendi aramızda yeni sisteme geçmeme kararı aldık.Yanıtımız bu olacaktı.Tabii öğrenciler okul tatil olduğu halde gelip soruyorlar,yeni sisteme geçiyor muyuz diye.Onlar istiyor.Görünürde istedikleri dersi seçecekler,kendi okullarında olmazsa bile diğer okullarda seçtikleri dersi alabilecekler.Yeni arkadaşlar edinecekler,2 saat de olsa okullarını değiştirecekler v.s.Çok hevesliler.Kabul edilirse herşeyin duydukları gibi olacağını sanıyorlar.


                  İkinci toplantı zamanı geliyor.Bu arada pilot okul olmayan okullarında yeni sistemi kabul ettiklerini duyuyoruz.Bizim okulla birlikte bir kaç okul kalmıştı,kabul etmeyen.Problemleri ortaya koyduk,onlar yanıtladı.Biz söyledik,onlar da söyledi.Ne dersek diyelim sonuç aynı kapıya çıkıyordu.Her yol Paris misali...Bir hafta sonra gideceklerdi ve o zamana kadar net bir yanıt istiyorlardı.Bizim konuştuklarımız onların kulağına gidene kadar anlam değiştiriyordu demek.


                  Kabul edilirse tüm okul bilgisayarla donatılacaktı,daha neler neler.Okul personeli,konuyu konuşmak üzere bir araya geldik.Biz hayır desek de bu sistemle yeni eğitim yılına başlayacağımızı anlamıştık.''Hayır'' da diretip ondan sonra da hiç bir şey alamamak da vardı,okul ihtiyaçları açısından.Tayinlerde de zorluk çıkarılır mı çıkarılır,neler neler düşünüyoruz.Tatsızlıkla olacağına tatlılıkla olsun istedik.Diğer okullarda olduğu gibi yeni sisteme geçmeyi biz istemiş olduk!


                  Ne olursa olsun yeni uygulanacak bir şey,neden aşama aşama yapılmaz,şartlar ne olursa olsun pat diye uygulanır.Halbuki kademeli yapıldığında ortaya çıkan yetersizlikleri daha çabuk giderebilirsin.Ona göre tedbirlerini alabilir ve gerekli değişiklikleri yapabilirsin.


                 Böylelikle o sene,yeni eğitim sistemine ''kredili sistem'' le başladık.İstedikleri dersi seçeceğini zanneden öğrenciler,açılabilinen seçmeli derslerden ders seçmek zorunda kaldı.Başka okuldan ders alma işide olmadı.O okullarında problemleri bizim yaşadıklarımızdan farklı değildi.Bir soruya yanıt aradığımızda,gerekli yerler doyurucu hiç bir açıklama yapamıyordu.Sistem yeni,sistemi işletecekler ise sisteme yabancıydı.Esasında okullar yeterli dersliğe,öğretmene,kitaplığa,sosyal aktivite yapılacak salonlara sahip olsa öğrencinin iyi yetişmesi açısından güzeldi.Ama her konuda yetersizlik sistemin yürümesini engelledi.Normalde öğrenci boş zamanlarını çok iyi değerlendirebilirdi,okul dört dörtlük olsaydı.Evi uzak,boş saati de fazla öğrenci kışın soğukta nerelere gidebilir?Kaç sene sürdü hatırlamıyorum ama kısa bir süre sonra bu sistem kaldırıldı.


                 Başbakan hala konuşuyordu.Kalkıp TV'nu kapattım.Eğitime başlayacak küçücük öğrencilere içim acıdı.Umarım heba olmazlar diye düşündüm.Eğitim gibi çok önemli konularda uzun bir arştırma gerekir.Uzmanları dinlemek gerekir.Daha neler neler.Ben yaptım,oldu-eğitimde olmaz.Yetişecek küçücük çocuklar bizlerin geleceğidir.


                 N'olacak şimdi???



NOT.Başbakanın konuşması dışında öyküm gerçek hayattan alıntı değildir.Yerler ve kişiler hayalidir.Hatta anlatıcı bile.Öyle biri yoktur.Neee...Yok,yokkk...Yookkkk...

NOT :
Öyküme konu olan resim yağlıboya bir çalışmamdır.

2 yorum:

Hayal Kahvem dedi ki...

Hey, hayali yazıları severim:)

Mahmutun güncesi dedi ki...

:)