6 Temmuz 2014 Pazar

UÇURTMALARIM (ÖYKÜ 24)



DİĞERLERİNİN SIRADANLIĞI ONUN FARKLILIĞINI ORTAYA ÇIKARIYORDU

Uçurtmalarım...
Hepsi benimdi.Bir tanesine bir şey olduğunda hemen yenisini yapardım.Giden uçurtmamın arkasından üzülürdüm ama yenisini yaparken de bir o kadar mutlu olurdum.Uçurtma yapmasını öğrendikten sonra hep kendi yaptıklarımı gökyüzüne saldım.Kamışla iskeletini çıkardıktan sonra üzerini kendi boyadığım kağıtlarla kaplardım.Pastel boyalarımla adeta bir kişilik kazandırırdım.
Dama çıkıp uçurtmamı gökyüzüne bıraktığımda sanki onunla birlikte ben de gökyüzünde süzülürdüm.
Birbirine benzeyen uçurtmaların içinde uçurtmamın farkedilmemesi mümkün değildi.Diğer uçurtma sahipleri uçurtmamı iplerine dolayıp gökyüzünden indirmek isterlerdi.Bu saldırılar başlayınca kızıyordum ama heyecanıma da engel olamıyordum.
Sinirleniyordum.Onlar kovalıyor ben kaçıyordum.Kimi zaman yakalanmaya ramak kala uçurtmamı gökyüzünden alırdım.Kimi zamanda yakalanırdı uçurtmam.Yakalayanlar onca emek harcanmış güzel uçurtmayı ne yaparlardı bilmezdim.Gökyüzünde birbirinin aynı olan uçurtmalar süzülmeye devam eder dururdu.Hepsi aynı elden çıkma mahalle bakkalından alınmış gibi.

Evde mumlu kağıtlardan çokca bulunurdu.Annem kendine ve ablama yapacağı kıyafetlerin patronlarını bu mumlu kağıtlara çıkarırdı.Şimdi hâlâ çıkıyor mu bilmiyorum ama eve giren dergilerden bir tanesi işte o elbise modellerin çıkarıldığı "Burda" dergisiydi.İlk önceleri mumlu kağıtları çaktırmadan alırdım sonra da annemin elini atınca her zaman bulabileceği ve işini görebileceği şekilde bırakarak uçurtma yapmaya devam ettim.

Yeni yaptığım her uçurtmamı gökyüzüne bıraktığımda renklerinin insan gözünü almaması mümkün değildi.Uzaklaştıkça güzelliğine güzellik katıyordu.Diğerlerinin sıradanlığı farklılığını daha da arttırıyordu.Farklı olmak iyi miydi yoksa kötü müydü?Görünen iyi olduğunu söylüyordu ama başkaları iyi olmadığını gösteriyordu.Belki de o başkaları iyi değildi.Kötü insan iyiden anlar mıydı?Yoksa herkesi kendisi gibi mi bilirdi?

Kanatlarıyla uçmak güzel bir şey olsa gerekti.İçimden geldi bir gün çok emek harcadığım uçurtmamın ipini kesiverdim.İlk önce hafif bir sarsıntı geçirdi sonra...
Mutlu bir şekilde aldı başını gitti.
Gökyüzünde kayboldu.Son uçurtmamdı.
Bir daha da uçurtma yapmadım.
Yaptığım şeyi benim uygulamam için biraz daha beklemem gerekiyordu.
Çok sonraları uyguladım.
Hoşuma gitti.Sevdim.Mutlu oldum.
Ve sonrası hayatıma kimseyi karıştırmadım,nasıl yaşamak istiyorsam öyle yaşadım.

Gün doğdu ve gün battı.
Arada yaşananlar ise bana aitti.
Başkalarının değil kendi istediklerimi yaşadığım anlar.Anlar,hayatın bütününü oluşturmuyor mu?Ben,her ne kadar istediğimi yaşasamda hayat,insana yaşamayı düşünmediği,aklına hiç bir zaman getiremediği şeyleri de yaşatıyor.
Yapacak bir şey yok.
Ayak uydurabiliyorsanız hayatın içindesiniz yoksa...

NOT:
Öyküme konu olan resim yağlıboya portre çalışmamdır.

Hiç yorum yok: