23 Ocak 2012 Pazartesi

BİR BABANIN HAYATINDAN (ÖYKÜ 1)

      BİR BABANIN HAYATINDAN


     Bir gün off demedi,sızlanmadı,elinden ne geliyorsa yapmaya çalıştı.Tek başınaydı,etrafında bir ucundan da biz tutalım diyen olmadı.Her şeye kendisi yetişmeye çalıştı.Çocukları da O'na pek zorluk çıkarmadı,okumayla meşguldüler.

     Evin büyük oğlu öğretmen oldu.Ailenin şansı mıydı yoksa O'nun şansı mı,yaşadığı şehirde bir okula tayini çıktı.Aileye katkısı olacaktı,geride okuyan iki çocuk daha vardı ya.Baba biraz rahatlamış olacaktı.Eee bir kişinin yükünden kurtulmuştu.Hem eve de biraz katkısı olurdu.Günler daha güzel geçerdi,fazla kafa yormadan...

     Öğretmen olanın eve hiç bir hayrının olmayacağı ilk aydan belli olmuştu.Kendi kendisine yetebilse ne iyi olacaktı.Geride ki iki çocuk ve ev daha rahat olacaktı.İki haftada biten aylığa takviye,ya evin babası ya da nakış parasıyla eve katkım olsun diyen evin annesi yapacaktı.Evin büyük oğlu bencildi.Hep almayı seviyordu,bir kere de eve benim katkım olsun demiyordu.Katkıyı bırak,geride okuyan çocuklardan birinin masrafını karşılasaydı,ne iyi olurdu.Evin anne ve babası sadece O'nu mu düşünüyorlardı yoksa?Neden hayır demiyorlardı?Diğer iki çocuğun hayatı değişecekti hani...

      Seneler geçti,evin babası emekli oldu ama yine çalışmaya devam etti.Bir kere olsun çalıştığım yeter demedi.Hep evini düşündü.Eşini ve çocuklarını düşündü.Son yıllarında yeni yeni rahat bir hayat sürüyordu eşiyle birlikte.Üç çocuk da olacağını olmuştu.Aldığı emekli aylığı yetiyordu ikisine de.Gerçi çocuklarına hala katkı da bulunuyordu ama onlar böyle mutluydu.

      Artık kendisi yok ama sanki hala bir eli buradakilerin üzerinde.Emekli aylığı evin annesine kaldı ya!Onun da gidenden farkı yok.Kendinden önce hep çocukları,torunları var.Babanın kazandığı helal paraydı.Yaşarken de ölüyken de bu helal paranın iki etrafındakilere hayrı dokunuyordu.İki etrafına hayrı dokunmayanların öldükten sonra da pek hayrı yoktu.Ne yapacaksan yaşarken yapmalısın derdi hep...

      O,böyle mutluydu.Şimdi de evin diğer büyüğü böyle mutlu olduğunu söylüyor...

      Hayat devam ediyor.

      ...........

NOT:Genelde hep anne üzerine şiirler vardır,baba üzerine yazılanlar çok azdır.Benim de anne üzerine yazılmış bir kaç şiirim.




ANNEME

çocuk olsam,
ağlasam ve bir el başımı okşasa.
bana güzel sözler söylese.
o güzel sözler arasında
kucağında uyusam
tatlı hülyalara dalsam.
               (M.Yumru)




GÜLLER HİÇ SOLMAZSA
                              Anneme...

bir gün elimde
çok sevdiğim gül,
solacak ve teker teker
dökecek gül yapraklarını,
ben de her dökülüşte
alıp bir kitap sayfasına
yerleştireceğim incitmeden.

ve kitap sayfalarını
her açışımda
o canlı ve görkemli
halini hatırlayacağım.

ve sessizce
öpeceğim solgun
yapraklarından
belki canlanır,
o kokusunu yayar diye.
                (M.Yumru)




ZİLLER ÇALSIN
          KAPI AÇILMADAN ÖNCE
                                        Anneme...

siyah perdesini çekti akşamın
ılık rüzgarıyla gelen biri,
gramofon iğnesinde çalan melodi
hatırlıyorum hep birileri vardı
genç,taze.
coşkulu elleri değerdi saçlarıma
okşar gibi dokunurdu,
düşlerime girerdi.

bir masaldı masal içerisinde
kırışmış yüzüyle,kırlaşmış saçıyla
hala büyük bir sevgiyle bekliyor.

zamanı gelecek
masalın satırları arasında eriyip gidecek
bizler her unutuşumuzda
acı bir feryatla biraz daha kaybolacak.

her kapı çalınışında
hep odur diye açacağız
ama hep zil çalacak
kapı açılmadan önce.

geleceği bu kadar acı yanlarıyla
düşünmek niye?
anılardan güzel parçaları alıp tatmak
                                            dururken
bırakalım raflarda kalsın,tozlar bürüsün
biz hatırlayalım birilerini unutmamak
                                                   üzere.

bırak kapı çalsın.
           (M.Yumru)


NOT :
Öyküme konu olan resim yağlıboya bir çalışmamdır.

Hiç yorum yok: