16 Mart 2012 Cuma

TOPLUM

                     TOPLUM


                     Küçükken bazı şeyleri anlamakta güçlük çekiyor insan ama yıllara yıllar eklenince,yaşananlar da kişinin hayatına katkılarda bulununca,olaylara farklı açılardan bakılabiliyor ve yorumlanabiliyor.

                      Hayat,güzel ve olanaklar ölçüsünde dolu dolu yaşanmalı ve hatta sınırlar zorlanmalı.Bunlar yaşanırken başkaları da düşünülmeli.Tabii öncelik kişinin kendisinde olmalı.Sonra aile,çevre,içerisinde yaşadığı toplum,ülkesi,dünya,.. gibi halka gittikçe genişleyebilir.Ama öncelik her zaman kişinin kendisinde olmalıdır.Bunu özellikle vurguluyorum.Çevremizde ki insanlara baktığımızda önceliklerinin hep bir başkası olduğunu görürüz.En basit örnek anne/baba için kendinden önce hep çocukları vardır.Oysa;
   Kendisi sağlıklı olmayan bir insan karşısındakinin sağlığını nasıl düşünebilir?Kendisi mutlu olmayan bir insan karşısındakinin mutluluğunu nasıl düşünebilir?Kendisiyle barışık olmayan insan çevresiyle nasıl barışık bir şekilde yaşar?Bunu her şey için uygulayabiliriz.

                      Yukarıda söylenenler her şeyin normal gittiği durumlar için söz konusudur.Özel durumlar öncelik sırasının değişmesine neden olabilir.Örneğin bir savaş ortamında olmamız önceliğimizde,ilk sıranın vatanımız olmasına neden olur.Bunun gibi özel durumlar ilk sıradan kendimizi alıp,önemli olanı ilk sıraya koyar.Tabii bu,her zaman başımıza gelmez...

Hiç yorum yok: