10 Aralık 2012 Pazartesi

DUBROVNİK TATİLİ

DUBROVNİK TATİLİ




Bayram sonrası elimde olmayan önemli iki şey yaşamak tatil anılarını şimdi yazmama neden oldu.Her ne kadar sonunun olumlu biteceğini bilsemde,o arada yaşanan süreç insanı etkiliyor.Hayat devam ediyor ama yapmak istediklerinizi veya daha önceden yapılmasına karar verdiğiniz şeyleri olumsuz yönde etkiliyebiliyor.Neyse yiğenimle önceden Kurban Bayram'ı için ''Dubrovnik''e gideceğimize karar verdik.Hazırlıklarımızı yaptık,buluştuk ve yola çıktık.Yola çıkmamızda ayrı bir macera.Tabii o macerayı yaşatan,turu satın aldığımız acentadan kaynaklanıyor.Bunu da ayrı bir konu olarak yazacağım.





Dubrovnik ya da eski adıyla Ragusa,Hırvatistan'ın Adriyatik Denizi sahilinde bulunan, Orta Çağdan kalma tarihi eserleri ile ünlü şehri.Hırvatistan 'ın 1991'de Yugoslavya'dan ayrılışı sırasında çıkan iç savaşta, Sırp saldırıları nedeniyle şehirdeki tarihi eserler önemli ölçüde zarar görmüş.UNESCO'nun başlattığı restorasyon çalışmaları ile de 2005 yılı itibariyle şehir eski görünümünü büyük ölçüde kazanmış. Plaj ve botanik bahçeleriyle ünlü Lokrum adası, şehri çevreleyen surlar ve Dubrovnik katedrali ile ünlüdür.





Aslında Hirvatistan'ın vize istememesi en rahat ettiğimiz ayrıntıydı. Hiç bir evrak işi ile uğraşmadan,vizelere boş yere ekstra para harcamadan rahat bir gezi geçirecek olmak keyif vericiydi.






Hatta Türk yoğunluğundan ve Hırvatistan’da Ezel, Aşk-ı Memnu, Asi gibi Türk dizilerinin Hırvatça alt yazılı yayınlanmasından (rehberin anlattıkları) Türkçe’ye de ister istemez aşina olmuşlar.Birçok Türkçe kelimeyi konuşabiliyorlar.





Bu ülkeye yakın,vize istemeyen sınır komşularını da görmek olası.Biz de öyle yaparak Hırvatistan dışında Bosna-Hersek ve Karadağ'ı da görmüş olduk.






Bosna Hersek bağımsızlığını 1992 yılında ilan etti.Bosna’nın bağımsızlığını ilan etmesinin ardından aynı yıl Bosna Savaşı başlamış oldu.Aslında yaşananlara savaş demek yanlış olur çünkü yaşananlar savaştan daha çok katliamdı.Bosna Savaşı her ne kadar Avrupa’nın göbeğinde yaşansa da,binlerce masum insan katledilse de kimsenin sesi çıkmamış ve Bosnalılar kaderleri ile baş başa bırakılmıştı.Sözde medeni Avrupa’lıların ve Nato’nun kısacası tüm dünyanın gözleri önünde 3 sene boyunca çok büyük acılar yaşanmıştı Bosna’da. Sırplar tarafından çeşitli işkencelere uğramış ve Sırp tecavüzcüleri sonucunda hamile kalan ve doğurmamak için intihar eden kadınlara sahip bir millet Bosna Hersek.Katliam sonrasında 14 aralık 1995 te Paris’te imzalanan Dayton Anlaşması ile Bosna Hersek devleti kuruldu.





Saraybosna’yı turistik bir yer olarak görmeden önce bu şehrin ve halkının yaşadıklarını iyi okuyup anlamaya çalışmak gerekir diye düşünüyorum.Yabancı ve yanlı kaynaklara bağlı kalmamak gerekir.Özellikle Türkçe kaynaklardan Bosna’da yaşanan katliam çok iyi araştırılmalı.Tatile çıkmadan önce Taksim'de Cumhuriyet Sanat Galeri'de bununla ilgili bir sergi vardı,onu görme şansım oldu.Gerçi savaşı her şeyi ile gayet net hatırlıyorum.O yaşanılanlar unutulabilir mi,yaşayan bizler olmasak da?





Mostar köprüsünün her iki tarafında yemek yiyebileceğiniz manzarası güzel yerler var.Çok ucuza karnınızı rahatlıkla doyurabiliyorsunuz.Türk mutfağından birçok örnek bulmak mümkün.Ünlü Boşnak Böreği,köfte,dolma,sarma,şiş kebaplar...Hediyelik eşya almak istiyorsanız bu civarlarda oldukça fazla hediyelik eşya satan yerler var.Benim daha önce de gelmişliğim olduğundan hediyelik eşya için kaybedeceğimiz zamanı o anın keyfini çıkarmak için harcadık.Hep birbirinin aynı şeyler satılıyor.Üç aşağı beş yukarı fiyatlar birbirine yakın.Güzel bir gün geçirdik.






Bir günümüzü de Avrupa’nın resmi olarak tanınan en genç devleti Karadağ'a ayırdık.Balkanlar’ın en ünlü tatil merkezlerinden-sahilleri ve eğlencesiyle meşhur Budva’ya geldik.Burada yaptığımız yürüyüş turunda Stari Grad (eski şehir merkezi) ve kaleyi gezdik.Dar sokaklarıyla ünlü bu şehrin tadına varabilmek ve alışveriş için serbest zaman verildi.Güzel bir yere oturup hem karnımızı doyurduk hem de içkilerimizi yudumlayarak yeni başlayan yağmurun keyfini çıkardık.Budva,Avrupa jet sosyetesinin buluştuğu yermiş.Bizim bulamadığımız bişi buldular muhakkak ki buraya akın ediyorlar.





Daha önce aldığım kararım,özel günlerde bu tarz tatillere çıkmamaktı.Oldukça kalabalık oluyor ve çok yorucu geçiyor.Bu tatille birlikte yiğenimde bana katıldı.Bir de yabancı ülkede olduğunuzu hissetmiyorsunuz,her taraf Türk dolu.Sanki Türkiye'nin görmediğiniz bir yerini geziyorsunuz.





Dubrovnik turu,ilk başladığında 7 gecelik bir tura katılmıştım.Tabii ki o turda daha çok yer görme olanağım olmuştu.Yaz aylarında olduğu için de hem gezmiş hem de deniz-güneş keyfini yaşamıştım.İnanmıyacaksınız ama Bayram turunda ödediğim fiyatın çok çok altındaydı,ödediğim fiyat.






Diğer turlarımda olduğu gibi tercihim yine ETS Tur idi.Her zaman memnun kalmışımdır.O nedenle başka bir seyahat turunu denemeyi de düşünmedim,düşünmüyorum.2013 yaz aylarında Dubrovnik'e vize alarak gidilecek.O nedenle öncesi kendinize fırsat yaratabilirseniz gidin derim.Türk turist çok geliyor diye belki bir iyilik düşünürler ama siz bu iyiliği beklemeyin.Ne olur ne olmaz.





2 yorum:

Depresif Ayu dedi ki...

Çok güzel ve bilgilendirici bir post olmuş, paylaştığın için teşekkürler Mahmut. Yeğeninle birlikte iki delikanlı olarak gezip eğlenmişisiniz ne güzel. Fotoğraflar da süper :)

Mahmutun güncesi dedi ki...

Teşekkür ederim.Aramızda yaş farkı olsa da hayata bakışımız çoğunlukla birbiriyle örtüşüyor.Sıkılmadan oturup sohbet ettiğim,eğlendiğim,gezdiğim bir yiğenimdir.Severim keratayı :)